Erimiştir karlar bahar gelmiştir
Köyüm buram buram kokardır şimdi
Yanıktır yürekler zikre dalmıştır
Ahali namaza kalkardır şimdi.
Hayalimde orda düşte ordayım
Burnumda tütüyor papatya çayım
Çay demlemek için kemençe dayım
Taş ocakta ateş yakardır şimdi
Kaybettim gurbette bulsam özümü
Kapanıp camime sürsem yüzümü
Babam küfeleyip kara üzümü
Boluma döküpte sıkardır şimdi.
Hatice ninemin bükülmüş beli
Tutmuyormuş artık ayağı eli
Göçünü sarmıştır bütün ahali
Baharda yaylaya çıkardır şimdi
Ah düştüm düşeli şu gurbet ele
Hasretim çiçeğe hasretim güle
Sekibağ güneyli akmere kale
Coşmuştur gök suyum akardır şimdi.
Dağların havası bir başka olur
İnsan kendin bulur,huzuru bulur
Düğünler kurulur, şölen kurulur
Efeler zeybeğe kalkardır şimdi
Dürüst ol der atam verirken öğüt
Burda harman olmuş yüzlerce yiğit
Pamuk deresinde açarken söğüt
Yüce boz dağların bol kardır şimdi
Bilmem bu hasrete nasıl dayanam
Oyalı yazmasın takardır Rana’m
Sağdıysa koyunun Fadime anam
Kazana peyniri dökerdir şimdi
Doğaner’im böyle yazar yazdıkca
Gurbette gurbete kızar kızdıkca
İçin için kendin üzer üzdükçe
Köyünü kafaya takardır şimdi.
ERCAN ŞAHİN DOĞANER