Bu sabah TV’de gazete haberlerini izlerken Hürriyet gazetesindeki bir haber dikkatimi çekti. Gazetenin web sayfasına girerek haberin detaylarını inceledim. Aşağıdaki haberi dikkatle okumanızı istiyorum:

“Türkiye ile Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesini öngören pnotokolün imzalanmasından sonra, Ermenilerin tanınmış isimleri toprak ve tazminat taleplerini de yüksek sesle dile getirmeye başladı

Bir dizi konser vermek için İtalya’da bulunan Ermeni asıllı Fransız şarkıcı Charles Aznavour, “Hayatımın son döneminde Türk-Ermeni açılımını görmek güzel” sözleriyle protokoloe destek verse de, ardından ağzındaki baklayı çıkardı.

“1924’ten beri bekliyorum”

İtalyah RAI 3 Televizyonu’na konuşan ve asıl adı Şahnur Aznavuryan olan 85 yaşındaki şarkıcı, “1924, yani doğduğum yıl Ermenilere anlaşmalarla toprak sözü verilmiş. Bu hala gerçekleşmedi. Bir 85 yıl daha bekleyemem” diye konuştu.
Aznavour, aynı zamanda Ermenistan’ın İsviçre Büyükelçisi ve BM Daimi Temsilcisi.
1924’te eski Sovyet lideri Stalin’in Ermenilere Erzurum, Erzincan, Ağrı, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Muş, Van, Hakkari illerini vaat ettiği iddia ediliyor. Sevr Antlaşması’na giren ve “Wilson Ermenistan’ı” da denen bölge ise, Osmanlı’nın Trabzon, Erzurum, van ve Bitlis vilayetlerini içeriyordu.”

Biz “açılım” için bir yerlerimizi yırtmaya devam edelim. Adamların açılımdan beklediği sonuç bu! Dostluk, barış vs hepsi hikaye!

Üniversiteyi Van’da okudum. Van önemli ölçüde turist çeken bir şehirdi o zamanlar. Şimdi nasıldır bilmiyorum; ama 80’li yılların sonun doğru Avrupa’dan, Fransa, İsveç, Belçika gibi ülkelerden önemli ölçüde turist geliyordu Van’a. Üniversitedeki Fransızca hocamız Mustafa Sarıca Van Kalesi’nde bir turist kafilesi gezdirirken başından geçen ilginç bir olayı anlatmıştı.

“Turistleri kalede gezdirirken bir şey dikkatimi çekti. Orta yaşlı bir turist, kalenin arka kısmında bulunan eski Van şehri harabelerini, boş arazileri, göl kenarındaki arazileri uzun uzun kameraya alıyordu. Merak ettim, neden bu kadar uzun süre aynı bölgeyi çektiğini sordum. Verdiği cevap çok ilginçti: ‘Bu topraklar bizim, bizim babalarımız buradan göç etmek, topraklarını bırakmak zorunda kalmışlar. Ben babamın bana anlattığı bu toprakların hikayesiyle büyüdüm. Oğlumu da bu toprakların hikayesiyle büyüteceğim. Oğluma topraklarını göstereceğim. Onun için çekiyorum.’.”

Van’da Ermenilerin büyük katliam yaptığı ortaya çıkarılmıştı biz üniversitedeyken. Üniversite kampüsünün bulunduğu bölgede “Zeve Köyü ve Zeve Şehitliği”nde Türklere ait toplu mezarlar ortaya çıkarılmıştı.

Van İki Nisan gazetesi müdürü, emekli öğretmen ve eski Öğretmen Okulu müdürü merhum Ali Laleci Bey’den dinlemiştim. Şöyle diyordu Ali Laleci: “Ermeniler Kale ve İskele Mahallesi mevkiinde ikamet ederlerdi. Şehrin dışında kalan bu mahallelerle Türklerin oturduğu mahalleler arasında uzun bir mesafe vardı. Gece yarısı Türk mahallelerinde silahlar patlar, evler ateşe verilir, Türkler katledilirdi. Olay yerine gidildiğinde katliam failleri asla bulunamazdı. Zaman sonra Ermeni mahallesinden şehir merkezine yapılmış tüneller bulundu. Meğer Ermeniler tünelden gelip yakıp yıkıp öldürüp yine bu tünellerden kaçıyorlarmış.”

Açılım, açılım, açılım!.. Kim için yapıyoruz açılımı? Bu insanlar için mi? Onlar yıllar öncesini unutmuyor, dedelerinin topraklarının hesabını yapıyor, biz hala dost diye onları bağrımıza basmaya çalışıyoruz. Neden hala bize taş atanlara gül atmaya çalışıyoruz? Üç milyon nüfuslu Ermenistan bizim dişimizin kovuğunu doldurmaz. Neden bunları adam yerine koyup isteklerine boyun eğiyoruz? Bu teslimiyet neden?

Bu kadar mı güçsüz ve dirayetsiziz? Bu kadar mı geçmişten habersiz ve balık hafızalı mıyız? Bu kadar mı sözünden çıkamıyoruz Hüseyin Barak Obama abimizin? Bu kadar çok mu diyet borcumuz Sam amcamıza? Türk milletini, Azeri kardeşi kahretme adına bu kadar vazgeçilmez mi Ermeni açılımımız?

( Açılım Budur ! başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 11/2/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu