Gözlerim neminde, kaldı gülmenin,
Çağırmış durulmaz, Sevgili Mabut.
Faydası var mıdır, son üzülmenin?
Musalla taşında, bir garip tabut.

Bu ömür dediğin; belki dört beş yıl,
Bir saat, bir hafta, bir kaç tane ay.
Ölüm bir uykuymuş, gelmeden ayıl,
Tükendi seneler, inanmazsan say.

Bir meyyit omuzda, o giden benim,
Hüzünlü bir döngü, garip bir oyun.
Bir
zaman gülerdim, tabutta tenim,
Doymadım
dünyaya, az yere koyun.

Dinlemez bilirim, duymaz kulaklar,
Değişmez kaderler, aksa da yaşlar.
Tükendi debdebem, şöhret ulaklar?
Vursaydım başımı, nerde o taşlar?

Mezarım; dar derin böyle kim açmış?
Sarsmadan indirin, ürkmesin beden.
Son durak vakit geç, fırsatlar kaçmış,
Anladım doğmaya,
ölümmüş neden.

Son görev duadır ve toprak atmak.
Bir kaç el mahzunca, sular bitti mi.
Bekleyin ,yalnızca
, korkutur yatmak,
Bilirim gelmezler,
dostlar gitti mi.


( Ömür Dediğin başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 27.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.