Hicap ettiğim o devasa
boşluğun nihayeti
Oysaki nazarında bir
çiy tanesi
Aşkın rüzgârında
savrulan.
Kıdemli bir var oluşun
tek imgesi
Adımı çağırırken hüsran
en uzaktan
Sesimi duymaz iken bir
Allah’ın kulu.
Çırpınışlarım ve soluk
kaderim
Yoksunluğum hatta
yokluğunun
Yürekteki izdüşümü.
Katmerli ola ki yalan
Sonsuz deme sakın
Sığmaz yere göğe
ettiğim kelam.
Rütbem ayrılık
Yolum Hak yolu
Belki de kocaman bir
halka
Boynumda asılı duran.
Çoktan çektiler ipimi
Çok zaman oldu vereli
hükümlerini
Issızlığın sığıntı
kollarında
Muhafazalı dünyamın
koridorlarında
Per perişan bir benlik
Defalarca küllerinden
doğan.
Üslubum nasıl durağan
O kimlik ki kayıplarda
Sığdırabildiğim kadar içine
hicran.
O asude varlığın
peşinde bir kere
Bazen sona ermek olsa
da
Aslolan değil midir
ermek hidayete.
Alabildiğine efsunlu şu
âlem
Olabildiğine eşlik eder
dost bildiklerim
Hançerlensem de
yürekten
Sevgi her dem
vazgeçilmezim.
Nazarında niyazında
yankılanan çığlıklar
Sığınmış iken savurur rüzgâr.
Savrulmak olsa da
bedeli
Her birimiz değil miyiz
Hayat denen yolun
neferi.
Yanık bir türkü kadar
yakan bağrı
Hala çözemediğim
varlığımın
Onca teferruatı.
Yüklü yürekler
alabildiğine
Kim bilir neler saklı
en derinde
Onca insan onca yakarış
biteviye…