O
mutluymuş, mutlu olduğunu duyunca
mutlu oldum. Artık ne ben ona
ne de o bana ulaşabilirdi. Biz birbirimize
giden yollarımızı karşılıklı olarak
kapatalı bayağı zaman olmuştu. Umutları tüketip, hayalleri yok edip, duyguları gömüp, hayat devam ediyor düşünceleri
içerisinde, yaşam için küçük de
olsa adımlar atmayı başarabiliyorduk.
Duygularımızı, hayallerimizi , umutlarımızı yok sayabiliyorduk ama
sorumluluklarımızı hiç bir zaman yok sayamazdık işte o yok sayamadıkları için
kurulu bir robot gibi yaşamaya devam diyorduk.
Sevgimizi yüreğimizde beynimizde yok edip yaşama kaldığımız yerinde yaşamaya devam ettik. Robotlaşmıştık, robot gibi komutları, yerine getiriyorduk yaşayan ölü dedikleri böyle bir şey olmalı galiba. Belki de yolda görsek birbirimizi tanımayacak hatırlamayacak haldeydik. Ne hala geldiğimizin farkında bile değildik.
Duygularımızı sadece hep yazdık bulamadığımız ulaşamadığımız hayallerimizi
umutlarımızı aşkı dile getirip yazdık.
Ona söz vermiştim.
Eski halime döneceğime dair, ama o bilmiyordu ondan önceki halimi. Döndüm yıkık dökük umutsuz sevgisiz halime.
Artık onu sorgulamıyor, ne yapıyor diye merak etmiyordum onun için endişelenmiyordum. Sanki duygularımı bir şişe dolusu kezzapla yakmış gibiydim.
Oysa yüreğimde o varken bahar gelmişti yüreğimde papatyalar açmıştı. Derdi tasayı unutmuştum. Çocuk gibiydim hiçbir şey umurumda değildi. Kıskanıyor, özlüyordum. Hayatımın bütün olumsuzluklara rağmen etkilenmiyordum. Çünkü o vardı. Yok artık o , saplanıyor yüreğime bir sancı nedensiz dermansız sancı beni param parça ediyor , uçurumdan aşağıya çakılmış gibi yüreğim felç.
Kulaklarım duymuyordu, gözlerimde boş boş bakışlar beliriyor görenler;
‘’zavallı kaderi acılarla bağlanmış ‘’ diyorlardı. Oysa ben bütün yaşananlara rağmen onun mutlu olduğunu duyunca, mutluydum