Gözlerin ışıl ışıl yanyana şehir sanki;
Bakışların okyanus kirpikler nehir sanki;
Varlığın yüreğimde ezelim – ahir sanki;
Hasret yaman kelime gardiyanım bilmem mi?
Sen çağır iki elim kanda olsa gelmem mi?
Yeter ki müjdeni ver yeter ki niyet eyle;
Çatlasın gam kederler dergâha davet eyle;
Dökülsün gözyaşlarım uğruna diyet eyle;
Nemlensin yanaklarım gül tenine silmem mi?
Sen çağır iki elim kanda olsa gelmem mi?
Dudakların kavrulmuş kahveleri getirsin;
Kaynayan cezvelerden nasibini götürsün;
Varlığın yudum yudum efkârımı bitirsin;
Koy başımı dizine, Cennet bilip ölmem mi?
Sen çağır iki elim kanda olsa gelmem mi?
Arafenin sonunda bayram olur neş’emiz;
Kalecik Karasıyla dolsun medet şişemiz;
Bak bizi çağırıyor çabuk diyor köşemiz;
Tut elimden kahrını bin parçaya bölmem mi?
Sen çağır iki elim kanda olsa gelmem mi?
İki yürek biz bize aşkımızın yapısı,
Gözlerin ah gözlerin inan Cennet kapısı;
Dudakların mühürlü sevdamızın tapusu;
Kederlenme gül artık gül dersin de gülmem mi?
Sen çağır iki elim kanda olsa gelmem mi?
Ali ALTINLI – 05/12/2014
Saat: 15:12