Derinlerin ucube
sessizliğinde
Bazen nakaratında o
melun şarkının
Bazen gönlü titreten
yanık bir türkünün ezgisinde
Hanidir olmadığı kadar
Göreceli bazen
Bazen bir çocuğun masum
hıçkırığında
Ağlarken dökülen
gözyaşının
Verdiği o garip sancı.
Ötelenmiş yalnızlığı
yoksul gecelerin
Ayağa düşmüş bir kez
aşk
Eşliğinde o ketum
varlığının.
Çıkıp geldi yeniden
Onca sefil duygu adımı
çağırırken.
Bir kez daha demeye
kalmadan
Beklenmedik o meşum
dirayetsizliği
Gök kubbe donanmış
Ve onca kifayetsiz kul
Çoktandır izbelere
saklanmış.
Elimle koymuşçasına
buldum eşkâlimi
Akseden aynadan
topladım kayıp düşlerimi.
Ve bölüştüm
Bin bir parçaya
böldüğüm insanlığımı.
Sakladım sezdirmeden
Hanidir söylemlerde
kalmış efkârımı.
Acısı beyhude
Yankısı ufkun çok
ötesinde
Görüp göreceğim en
güzel rüya
Yitik sevdamın
nazarında.
Masum öngörülerin
O bencil vurdumduymazlığı
İnsan kadar kalabalık
Onca kovuşturmanın
ortasında kalmış tek sanık.
Şüpheli bir ölüm
Arşa dayanmış öfke ve
kin
Mesul olan o dirayetsiz
kimliğim.
Bir yanda sözcükler
çoğaltırken sefaleti
Eşrafım çoktan vermedi
mi cezamı.
Bir adım ötesinde belki
de ölümün
Nihayetinde gözüm açık
gördüğüm o düşün.