götüremediğin kalbin ellerimde paramparça
buğulu bakışlarına hüzünlerin insafsızlığı tünemiş
yüreğimden kaymışsın ötelere daha gitmeden
saçlarına dokunmak mutluluk gibi imkansız
sevmek güzeldi bir zamanlar
tebessümle akan göz yaşlarım da
her damlada sen vardın huzur tadında
şimdi keder kokuyor buralar
yağmur gözlerin şehla bakardı
gülmen güneşti kucağımda yakmadan ısıtan
gökkuşağı olurdun bahtıma her yağışında
kirpiklerinde pervaneler kanat çırpardı
nefesini tutardım soluklarımda
vuslatımın hazzıydın damağımda
seni yutkunurdum pembe mevsimlerde
takvimlerin ilk sayfası sendin
son yaprağında kokun vardı
sabahı olmayan gecelerin
mehtabıydı bakışların
tükenirdim gözlerindeki tebessümlerde
rüyalarımın yazılmamış masalıydın
inadına yaşardım göz yaşımın ötesindeki denizlerde
bitmeyen yolculuklarımın durağıydın
kalemimin ucunda isminin harfleri
kara sevdamın okunmamış mektuplarıydın
bakmadan bir solukta bitirdiğim
yokluğun avuçlarımda kor
gözbebeklerimdeki ıslaklıklarda buğusun şimdi
gezdiğin yerlerde hüzün var
bir de yokluğun
her yanım ateş
buz kesmiş duygularım
sevmek bu ise eğer
üşümekle yanmak aynı şey
çaremsin çaresizliğime
ya yakarak küllerimi savur
ya da sevginden bir tutam serp üzerime
bahtıma vuslatın yıldızları yağsın