...Ankara hırçın yağmurlu bir gün daha yaşıyordu aylardan Eylül günlerden ertelenmiş bir Cumartesi
pencerede cam güzelleri tenlerde özlem yağmurları içlerinde alperen yürekleri cana vurur canan vurur gibi ihanetlerine ortak arıyor
hani sonbaharda kırmızı açar ya Eylüller kırmızı özlemli yürür ya sahte buseler hani yalan sözlerin vefasıda yalan olurmuş ya
işte böylesi duygular içinde deli gömleği giyinmiş gibi tanıdık bir ses duymak istercesi istemsizce isteksizce sistem dışı sokak ortasında yürüyordu kadın
vazgeçtim vazgeçilmezlerinden umurunda değil ki değillerim merak ettiğinde yok geçilmezlerimi vazgeçilmezde değilsin zaten ki yolun sonundayım senden boşuna bekleme benden diyordu kadın
... gölgesi ürpertili kara zindan yağmurların yaşayıpda yaşayamadığı gizillerine sesleniyor
ah gitsem senden o eski yağmurlara gitsem denize dökülen güzelliğe baksam diyerek Ankara bakışlı kara sevdasına ah ediyordu
bugün hüzün yağmurları dokunmuştu sesine bugün yorgunluk zili çalıyordu sevdası bugün hazan büyütüyordu gönlü
bugün bugün öyle sakladı ki gözyaşlarını Eylül yağmurları kalbine kalbine ağlıyordu
sonra sustu kadın ! yağmur yavaşlamış hafif den çiseliyordu gözlerinden kalbine akıttığı ıslaklığı silerek arkana bakma dedi usulca yağmura sus sadece sensizliği me düşen sesini öpmek istemiştim dinle diyebildi
( Eylül Yağışlı Ankara başlıklı yazı GöktürkGülay tarafından 16.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.