Hayatımda topla oynanan
hiçbir oyunu sevmedim ama bugün, eni konu maç yapıyorsam,
arabaların kapısı
açılanı mı olsun rengi mavi ya da kırmızı olanı mı diye, sanki etek alırmışçasına
kararsızlık yaşıyorsam,
yerken hiç şekline bakmadığım patlamış mısırları kurbağa,
ayıcık,araba vb. şekillere benzetebiliyorsam,
yüreğim hep ağzımda atıp, tüm
soğuk kanlılığımla sana gülümseyebiliyorsam, doğduğun günden beri tüm parfüm
şişlerini koklayıp koklayıp bırakıyor ve kokundan daha öte bir koku artık
bulamıyorsam,
"anne" dediğin an, tüm dünyam bembeyaz olup kendimi bir
peri kadar kusursuz, peri gibi ışıklar içinde hissedebiliyorsam,
gece uykum
defalarca bölünüp, sabah zombi gibi uyanmama rağmen, işe geldiğimde "oğluş
nasıl" sorusuna sanki tüm gün uyumuşum gibi büyük bir enerjiyle cevap
verebiliyorsam
ve bu yazıyı yazarken hala sana olan sevgimi anlatmakta yetersiz
kaldığımı hissediyorsam;
bu, seni, tarifi mümkün olmayan bir duyguyla seviyor
olduğumun kanıtı olur mu?