Yandık ; kömür
gibi bir bayram öncesinde. Onlarcası
yine yerin dibinde, hüzünler çöreklendi yine yürekler de… Utanıyoruz, vicdanlar
kararmış mı ne?
Top koyduk yine santraya, çaldı düdük… Başlanacak işte ; bir o, bir bu…
Vuran vurana … Kimi kornere, kimi auta, kimi taca, kimi tekme tokat, kimi el ense.
Kale de kara kömür yüzlüm. Yedi
hayattaki son golünü çoktan ve yoktan yere...Bariz ofsayt tan hem de!
Olan ortada.Artıyor gittikçe gol yiyenler. O yasta, bu
yasta, bir kabus kara bulutlar da çökmüş yurdumuza. Vah delikanlım, vay babam, gencim bebeğim, çınarlarım. Aslında sizlersiniz
atılan kömür gibi sobalara. Kömür oldunuz, kül oldunuz, boğuldunuz ihmalkar
dumanlar da; son nefesinizde şahadet dudaklarınız
da. Tabutlar imal edilip durmakta acele . Sipariş verildi bayraklar. Sarmak
için kefenlerinize! Oysa sizler; canlar, can içleri, bahtsız garibanlarımız
çoktan kanatlarındasınız meleklerin. Yeriniz köşe başı cennetin.
Ne vaazlar verilecek peşinizden. Ne şiirler yazılacak. Ne makaleler, ne
tiyatrolar. Siz bırakın o tantanaları; bırakın tiyatro eserlerini. Bırakın aktörleri.Bırakın
maskeli jönleri. Uyuyun mışıl mışıl. Dinlensin
yorgun bedenleriniz dolaşsın hürce ruhlarınız.
İnanmayın nutukçulara. Boş verin! İnanmayın;
ellerine tutuşturulmuş notları
okuyanlara. "Sorumlular
cezalandırılacaktır. Adalet tecelli
edecektir !!" teranelerine. Boş verin işte.
Eşiniz, çocuklarınız, anan, baban ve bu yurdumuz insanları elbette
ağıtlar yakacaklar dizi dizi. Devlet erkanı yaslar ilan edecekler. Öte yandan
yaslar olacak, matemler yaşanacak duyarlı yürekler de... Ne yarar be mavi
gözlüm, neye yarar kömür karası yüzlüm, alnında o hep taşıdığın ışık söndükten
sonra ! Evlatlarınıza hikayeler anlatacağız, eşlerinize de ; alınlarından
,gözlerinden öpeceğiz. İyi güzel de … Hangi hikaye teselli edecek ve getirecek
sizleri geriye.
Güvenmesin
bize; ne eşiniz ne bebeleriniz . Ağlarız, zırlarız üç beş belki avuç avuç; yok
şu idi yok bu idi ileri geri, telin ederiz, bağırır çağırır meydanlara çıkarız.
Sonra geçer zamanlar ;bir bakmışsın ; unutulmuş gidivermiş ,hiç te ders
almadan, çıkarmadan.. Öyle ya böyle gelmiş ,böyle gidecektir işte. Yine yer içeriz;
biz insan oğluyuz.
Siz alışkındınız toprakta olmaya zaten. Kavuştunuz
ebediyen! Bol olsun toprağınız … Mekanınız cennet! Biliyorum yine de affettiniz
sizler bizleri.Ne kadar soylu ve
asilsiniz.
( Top Yine Santra Da başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 29.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.