Tanrısız şehirlerin

Öksüz çocukları kadar yalnız

Susuz çöllerin kuraklığında

Kavrulurken zaman

Görkemli hiç olmadığı kadar

Sükûnetin arkasında

Sığındığım o kof ve tarumar

Yoksunluk, yokluk

Var olmamışçasına.

 

Sarnıcı o boş kuyunun

Kalbimdeki o kof yalnızlık.

İsyanın biri bin para

Sığındığım o kara gölge

Dipsiz o yankı

Ses vermeyen vefasız yârin

Gizemli tabiatı.

 

Ağıtlar yaktım bin kez

Savruldum rüzgârında

En uzağında, en yakınında

Emsalsiz sayısız iz…

 

Kara bulut, yaşlı bulut

Alıngan nazım

Dilimde bitimsiz niyazım

Zimmetinde o korunaksız dünyanın

Seyrinde geçmiş zamanın

Beklerken nihayetinde yolun

Acısına dayanamadığım közün.

 

Sayısız kere

Tutulmuşken yağmura

Defalarca tutunmuşken hayata

Hadi kırın, savurun dallarımı

Yakın, yıkın içimi

Sızısı geçmez yaralarımı

Dağlayın bir kez, bir kez daha

Kıvranırken ölümün sancısıyla.

 

Mola verdim düşlere

Emsalsiz bir mola,

Ses getirdim o sükûnete

Soluksuz kaldığım

İzbe, metruk köşelerde.

 

Arka bahçesi şu savruk ömrün

Kıvılcımı yetti ilk kez

Aşka düşüren o bakışın

Tükendi ihtimaller hiç olmadığı kadar

Hezimetine uğradığım o düş birikintisi.

 

( Tükendi İhtimaller başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.