Muhâl Hayâl

yoktanda yok varlığın
kutsal metinler içinden çözülüp
yüreğime iliklenen
billûr gözleriyle
dudağıma su veren

elleri kanayan za'fi dünyanın hayaletine sarılmak
yokluğun

oyalanmada kapılar, sürgüler
pencerede gökyüzü
ayna içinde duvarlar, gölgeler..

"iki doğunun ve iki batının.."

ey gözlerimin serçe kanadı
ölsek ey,
gam edecek ne var şimdi?
gömsek bilinmezi, unutsak..
hatırlayacak ne var ki?

yahut

b/aht-ı nazar gibi
düşse ışığı, yazgımıza
yüreğimizin kavli

hiç buluşmasa da
gözlerimiz

"Meracel bahreyni yeltekıyân"

yalnız varlığın olsa
hayâl etsek

göğe yükselen bir salıncağı

-yalnız ve beraber oturup
ikimiz-
 

.....bil ki

O.. koruyucu
ellerimi ve gözlerimi
sakındığım cümle'den

Rabbin emaneti
beklemek

"Beynehümâ berzehun lâ yebğıyân"

işte bu yüzden

sahrada bir yemin
yarası pek
ateşten elleri.
her âmâdeyi bulmayıp serin
gönlünde okşar ezhâr-ı muhayyeli


gördüm

-dili
çiçekler deryası
zeytin ağacının nûrundan gibi
direhşan yekta dürri

ölsek ey,
ruhun bıraksa kalbimizi-

ki

"Küllü men aleyhâ fân"




24 den 26 yı okuyor gözlerim.
uyuyorum.










( Muhal Hayal başlıklı yazı kuzey şafağı tarafından 18.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.