Ah! Ne demeli sana bilemiyorum.
Gözlerin sanki kevser çeşmesi
Dudağından akan bal şerbetleri pembeye boyanmış sanki.
İhtiyarlamış bedenime kefen giydirme
Pınarlarda akan suyun vebalini veremem ki şimdi ben.
Dik bir yokuşta asılı kaldı tüm sevinçlerim.
Yine tuttu dizlerimin siyatik ağrısı
Nasıl çıkarım ben o yokuşu.
Bir boğaz ayırıyordu bizi.
Bir yakası siyah , öteki yakası mavi idi.
Yer ile gök gibi..
Üsküdar sahilinde karşılaştığımız günden beri,
Gözlerinin mim durağında durdum, kayboldum.
Gidemedim, hareket edemedim.
Bir anlık yüzümde beliren tebessümün adını koyamadım.
Ne bileyim işte..
Bazen (...) üç noktalara maruz kalıyorum.
Hayallerle iniyorum çıkamadığım o dik yokuştan.
Dalları yola kadar uzanmış ağaçların yapraklarında Eylül'ün hüznü var.
Boğaz yine pek bir serin dalgalanıyor.
Somut hayallerim soyurlaşıyor.
Seni düşündükçe daha da bir güzelleşiyorum.
İnce den çalan bir radyonun esiriyim artık.
Soğumaya meyletmiş bir bardak çayım,
Penceremde adına koyduğum yasemin çiçeklerim
ve bülbülsüz kalan güllerimle,
hep beraberce yad ediyoruz seni bu gece.
Bedenime ağır gelen her ne var ise
İçimde seni başlatanın adıyla sustum.
Sadece şu geçiyor aklımdan:
Ben ' tı ' durağı sen ' mim ' ..
Bizler Görülünce, durulmadan geçilmez artık azizim.

Büşra Karacan
( Mim Durağı Gözlerin başlıklı yazı Volimte tarafından 9/4/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.