Kırıkçıyım, kırmak için küttür silahım, bilemez kırıkçı
Ben bu dünyanın, her renkten kalbine şahit, 
Kendininkine mahkum ferdiyim.
 Bazen siyah bir beden için, beyaz papatya bile ırkçıdır.
Ve kanımda kamufleyken gül hiç masum değil.

Çok sarhoş oldum, ama hiç içmedim köprü altlarında.
Yaprak dökmedim hiç, kaç sonbahardan sonra,
Ama yeşermedim de nedense hiçbir ilkbaharda.
Biz kışları mutluyduk, yaz gelince eriyen dostlarımla.

Kırıkçıyım, çıkanı yapmak kolaydır, bilirsiniz…
Ama ben sadece bir şeyleri parçalamayı bilirim.
Elime yüzüme bulaştırırım zor işleri hep, 
Oysa kırıkçı olmak zordur.
Öyleyse ben yalan mı söylüyorum, haksızlık mı ediyorum kırıkçıya?
Sanatkârın sanatını mı aşağılıyorum istemeden ya da isteyerek?
Hayır, öyle değil… 
Ben beceriksiz bir kırıkçıyım sadece, tamir edemem kırılan hiçbir şeyi.
Ama parçalarım…
Tüm kırıkları parçalarına ayırırım, paramparça yaparım onları,
O kadar parçalarım ki…
O kadar parçalarım ki bütün keskinliklerini kaybederler.
Ve batıpta acıtamazlar hiçbir kalbi.
Çatlakları getirmeyin hiçbir zaman bana
Bir çatlakla yaşabilir bir yürek, 
Ben kırıkçıyım, sadece kırıkları getirin bana.
( Kırıkçı başlıklı yazı Göktuğ tarafından 1.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.