.
.
Okunduğu gibi yazılmaz hayat
Körpe hüzünler kanar durmadan
Karla karışık yağar acılar
Sıska bir ferahlık kaplar zamanı
Ve küllerini savurur umutlar
Kaldırılması zor bir cenazedir geçmiş
Zaman, soğuk tenlere koyar ölüm busesini
Ürpermez olur sıfırları atılmış kalpler
Dökülür ruhun boyaları
Ve toprak kokar nefesler
Sular kadar uykusuzdur insan
Ölüm dökümlü durur her bedende
Çökertilmiş bir örgütün halidir yüzler
Buğulu eyvahlar tortulanır zihinlerde
Ve Islak bir not bırakır kirpikler
Solunda solarken cesaret
Yıkılır rüyanın nem tutmuş duvarları
Sırılsıklam eder insanı içli yağmurlar
Siyah masallar iliklenir düşlere
Ve asılsız ihbarlarla lekelenir duygular
Kayalıklarda parçalanır umudun sandalları
Evcil bulantılar başlar çaresiz saatlerde
Kangren olur cümleler
İtlaf edilir çocuk kandıran düşman dandinileri
Ve kehkeşanda yankılanır sesler
.
.
.
.
.