Gönül
Ferman Dinlemez!
Günümüzde
ne sevgi kaldı, ne de aşk kaldı. Gönül bir an olsun ferman dinlemiyor. O Daldan
o dala, gönülden gönül’e kuş misali konup duruyor… Göçebeler gibi bir konuyor
bir göç ediyor…
İnsanlar
diyorlar ki, “Artık ağzım yandı sevgiden ve aşktan…” Bir daha ne seveceğim ne
de âşık olacağım diye…
Gerçekten
de öyle Ne sevgi kaldı ne de aşk… Her önüme gelene ne âşık
olacağım ne de sevgi besleyeceğim. Ne gelecek için ümit edeceğim ne de hayal
kurup mutlu olacağım. Her şeyden soğumuş durumdayım artık… Ne yapabilirdim ne
yapamazdım diyerek düşünür dururdum.
Sanki
daha önceleri yani eskiden büyüklerin söylediği söz gibi; “Gönül ferman
dinlemez” sözüyle ifade edilmek için söylenmiştir.
Gönlümüzün
bu zamanda başka birine gönül vermesiyle değişiklik gösteriyor. Gönül ferman
dinlemez sözüne de inanıldığı için insanlar kendilerine değil başkalarına da
söz geçiremiyorlar. Hatta sözün kimseyi inandıracağına bile inanmıyorlardı.
Bunun insanlar üzerinde birçok nedenleri vardır. İnsanın kendi gönlüne kendi
güvenine ve inanış biçimine göre farklılık sunar.
Gönül
bir zamanlar hiç ferman dinlemezdi. Başkasının boyunduruğu altına girmek
istemez, kendi başına gönlü ne isterse onu yapmak isterdi diyerek gönlün ferman
dinlemediğini büyüklerimiz yeri geldikçe bizlere anlatırlardı.
Gönül
istese de istemese de, sevse de sevmese de, o an hiç kimseyi düşünmez, hiç
kimseyi dinlemez, kendi kafasının dikine göre hareket eder.
O,
sevse de kimse onu engelleyemez, kimse ona engel olamaz. Kendi kararı ile gönlü her şeye razı olurdu. Kendisi de hiçbir şeyin
farkına varmadan, kendine göre, kendi bildiğine göre kafa tutup, garip bir kişi
gibi boyun bükerdi ve sonra da aşka, sevgiye doğru yönelirdi.
Durum bundan ibaret yani…
Bazen de söyleriz ve dinleriz. Hemen aklıma bir anda
bir şarkı sözü geldi onu sizlerle paylaşayım. Tabii biraz arabesk tarzı olacak
ama…
“ Karar verdim içmemeye, sevmemeye diyerek…” Devam
eden bir şarkı bu. Yani burada ki durum bir insan zamanında gönül ferman
dinlememiş, kafasına göre her şeyi yapmış, sonra da pişman olmuş durumdadır.
İnsanlar kendi iradelerine göre hareket ederlerdi,
sevip, sayarlardı. Gönül istediği zaman severdi. Çünkü o an gönül ferman
dinlemiyordu.
Gönül ferman dinlemiyorsa ona söz geçirebilir miyiz?
Gönlümüze sev diyebilir miyiz?
Acaba sever mi? Yoksa sevilir mi?..
Bazen insan üzerinde değişiklikler meydana geliyor.
Değişebiliyorsa veya değişiyorsa aşk var mı? Aşka kendisini adayan mı var?
Yoksa aşk mı kendisi için çaba gösteriyor?
Gönlümüze söz geçirebilirsek söyleyenin bildiği konusunu
yani sevgisini ortaya çıkarabilir? Neyin nasıl olacağını anlar, çaba
gösteririz.
Ve sonra da deriz ki “Gönül Ferman Dinlemez!..”