bilseniz içimde ne delilikler esiyo
aklıma ne çılgınnıklar geliyo
mütamadiyen Özlemi düşünüyon ya
sahat kaç olu(r)sa ossun
çıkıp varmak
alıp-ğaşmak
ya da heş değilise
camda da olsa
kölgesini de olsa ğörmek namına
gecenin hayli bi(r) geç yarısında
aklıma neler geliyo neler
sahat kaş deye düşünmeden
gecenin leylisi olmuş
ver elini orta ma(ha)lle
zabahın seheliymiş
ayazın eseriymiş
fark etmeden,
yes ediyon o yanna.
“saldım çayıra
mevlam gayıra” öyle ya..
len ben Özlemi ıcçıcık
son bi tefa ğörmeğ uçu
nerelerde zabahlayon
habarın mı var senin..
eyi de esgerlikde nasıl ta(ham)mil edecen
aman canım onu da o zaman düşünürüz
neyder eder, garacücen halleder
var ona daha beş-altı sene
benimki de keyfe keder
sanki her şeyi halletdik de
anasını sattımın
emme hinci varıp ğetmeli
dayısığilin evlerinin öğünden geşmeli
garşılardakı çelenlere sinmeli
köpekler havlamış
dayısığil dışarı fırlamış
umrumda mı
Allahın onarcağı
bakarsın Özlemin uykusu gaçar
dama çıkca(ğı)
yola bakça(ğı) dutar
ordan-yerden bi çiğil almalı
cama atmalı
ya özlem orada yatmayosa
ya dayısı çıkarsa
“-ulen çocuk senin zavırına”
demeye gakarsa..
bi gocaman daş da sol elime
n’olur-nolmaz
olmaz olmaz
olur ya iki kişi çıkarsa
bi birine
bi ötekine
ya da dabana guvvet gaçacan
aklıma neler geliyo neler
yüre(ği)mde bi gümbürtü
va!
va!
va! “va!” demişiyin
va!
ben nezman geldim buruya
çiğili nerden nezman aldım?
çiğili[1] tam atacan
“-boş ver” deyon kendime
“-boş veeer”
Özlem bilse düşlerimi
valla hakır hakır güler
ben de gülüyon anasına satayın
bi(r) ğören ossa
bana ne demez..
utanmamıyın
yanıma ğadar geliyo
goca-ğoca köpekler
benden yana dizgirdiyollar[2]
hırlayollar
onarı görünşe barabar
ben de sıkışmışıyın,
fark etdim emme nası edecen
zati orda olcak şey değil
ıçcık höyle sivişebilsem
orada cımıcık[3] debelenivisem
hepiciği her yerden
-üst ayağa galkacak[4]-
havlacak..
öyle ya gonu-gonşu;
“ne var”, “noluyo” deye
etirafdahı evlerden dam başına çıksalar,
pençerelerden baksalar
desdiliklere üşüşseler,
“bu adamın bu sahatda
işinin adı ne burada”
el bana ne demez
“len sen ne .ok yeyon” deseler
elden ne geli(r) iki de sırtıma aşketseler
ele-ğüne irezil olacaz valla,
dile düşmek işden bile deği(l)
ya da bu kel döyüs,
“etişin gonşular
bu itoluit hırsızlığa geldi”
der mi
der
elin ağzı kesen de büzebilecen mi?
………
hayalarımı bile sıkıyon
eğişiyon[5] filen emme narasın
ganereler açcık aralaşdılar da
ordan dabannarı yağladığım gibi
yampiri-yumpiri
köşeyi aşıtladırına-aşıtlatmaz[6]
bi(r) guytu da ıra(ha)tlayıvıdım
nassı ıratladım
ulen sırra gadem basamacağımışıyın
ele ezzatını
o hale gelene ğadak nerdeydim
nettim
dünnede deği(l)miydim acabına
töbeler töbossun az daha
altıma goyvurayazcamışışıyın…
i(n)san havas olunca
sırf zevdasını düşünürkene
unuduyo dünneyi de
kendini de
bu ğadar da olu(r) mu emme
oluyo işde..
normel i(n)san hali deği(l)
Allah var hinci
insan melaikeleşiyo(r) valla
emme meleklerde
sıkışıyo mu acaba
işde asıl deva burada
o ğadak da fark oluvusun
canım sağolsun
…
çok şükür
bin şükür..
[1] çiğil: kumdan iri, çakıldan küçük taş
[2] dizgirtmek: fışkırtmak, siğmek, işemek
[3] cımıcık: çok az, azıcık
[4] üst ayağa kalkmak: birinin bütün gücüyle karşı koyması, diklenmesi ağzına geleni söylemesi, birine topyekün taarruz ya da hepsinin birlikte harekete geçmesi, diğer bütün konuların bir tarafa itilerek belli bir konuda yoğun harekete geçilmesi
[5] eğişmek: belli belirsiz hareket etmek, kıvrılmak, bekleyerek hareket etmek, zaman geçirmeye çalışmak,
[6] aşıtlatmak: köşeyi döner dönmez, kuytuya varınca, geçidi geçince