Okuma yazmasını henüz öğreniyordu Cimcime
Lakin parmaklarını takip etmek mümkün değildi
Taklalar attırıyordu elindeki yeni nesil tablete
Aynı anda dört beş pencere açıktı
Bir taraftan beğendiğini etiketliyor
Diğer taraftan angry birds oynuyordu
Servisi gelmek üzereydi
Mısır gevreği ile süt gerdeğe girdi
Birkaç kaşık aldı
Annesi dün kaçırdığı Esra Mississippi’yi izliyordu
Sabahın köründe
Hoşçakalını duymadı
Kapı kapandı
Ne güzeldi hayat
Ders mers hepsi bayat
On inçliği dayat
Mangırı say say at
Anne lise terk idi
Severek evlenmişlerdi yirmi yıl öncesi
Düne kadar dargındı eşiyle
İki aydır konuşmuyorlardı
Öyle ya nicedir aynı yastığa baş koyuyorlardı
Altı üstü yüziki ekran bir lede tutulmuştu
Hem seç izlesi tekrar izlesi de vardı
Evin beyi bastı chipli kartını
Üç beş on taksit derken
Avans bilezik filan kondurdu el ci’yi
Aha da keşfetti
He de’si de vardı yahu
İşte yaşamak
İşte olay
İşte mutluluk
Oniki yerine onsekiz saatini ayırabilecekti gayrı
Bu kaliteli uğraşa
Yemişim çamaşır bulaşığını
İzleyip Derya’yı bul aşığını
Ötker’in yanına koy kaşığını
Plastik poşetten soy kaşığını
İlk göz ağrılarına Mayk derlerdi
Oysa corç diye birisi yoktu evde
Versene bana borç hesabı
Zahar daha bir enteldi gavurca isim
Mayk aşağı Mayk yukarı
Fıstık ezmesi sürdü uno diliminin üzerine
Anasıyla babası da köyde
Hep fıstık ezmesi yerlerdi
Saati çaldı
Pardon yani cebi olacaktı
Artık ikisi bir arada
Şıkır şıkır
Tıkır tıkır
Vals yapıyordu ekranla
O da çıktı
Anasının hoşçakalını duymadan
Kulaklık vardı cennetten vahiyler aldığı
Kapı ikinci kez kapandı
Öğrencilik bir fenomendi Blues cazla
Ne işi olur dededen yadigar sazla
Boşver kaskı maskı bin Harley’ine gazla
Bugün iki teklik lazım yetinmez azla
Akşamdan kalma Perşembe pazarı suratla
İltihak etti mutfağa baba
“ Bir gece, bir sabah da
Ailecek otursak şu masaya
Hep senden bunlar
Lanet olsun “
Söylemiyle turşu satışına devam etti bakışları
Hanım alışkındı tınlamadı
Hem daha reklam arası değildi
Ne diyecekti ki herife
Zart mezunlar gecesi
Zurt şirket toplantısı
Zırt asker arkadaşı
Haftanın bilmem kaç günü dışarıdaydı
Olsun hakkıydı bu
Neyini eksik ediyordu ki evinin
De mi ama?
Yarasın tosunuma
Götür baba götür
Kapı üçüncü ve son kez kapandı
Ben de çalışıyorum sekiz saat
Elbet ailem etmelidir biat
Soframı kuracağı gündür miad
Olur mu hiç ev reisiyle serhat?
.
.
.
.
Sürücü’ye beddua ediyorlardı
Kavşaktan dönerken sızmış
Mayk’ı altına almış
Mezarlık inliyordu feryatlarla
Artık kelime yoktu
Yüziki ekran bu kez acı bir haber verecekti
Pek azının tanıyacağı
Belki bir Fatiha okurlardı
Mey içki baba’ya davetiye çıkartacaktı
“ sayın abonemiz aylardır sizi aramızda göremiyoruz”..
Son kez okulda çalmıştı yeni nesil
Kullanmıyordu şimdilerde
Kullanamıyordu onu Cimcime
Artık akşam yemeklerini hep üçü bir arada karşılıyorlardı
Ya da yer gibi yapıp oynuyorlardı çatal kaşık ve yemekle
Sabah kahvaltılarında çılbır da yapıyordu anne
Her daim yan yanaydılar
Bazı şeyler için çok geç
Bazı şeyler için belki de zamanları vardı
Lütfen kimse geç kalmasın
Yoksa evde huzur züldür yaşamak
Helal sofrasıysa her dem son durak
Açar güllerin hep kalmazsın kurak
Lakin var tek düstur mendir kaçamak
Eğer ki edebin riyadan çoktur
Meğer ki Mevlayla feyze dalmışsın
Diğer ki haramdan uzak kalmışsın
Değer ki cihana gayrı gam yoktur
MCU
Not : Kaçamak sözcüğü bilinen yaygın anlamının dışında "ailemizden çalarak kendimize ayırdığımız vakitlere ilişkin her tür meşgale" anlamında kullanılmıştır.