WIKILEAKS’LE SİBER SAVUNMA STRATEJİSİ

Wikileaks internet sitesinin yayınlayacağını duyurduğu belgeler yayınlanmaya başladı.

Yayınlanır yayınlamaz dünyada büyük bir merak uyandırdı.

Birçok kesim bunu bir deprem olarak niteledi.

Korkanlar oldu, ürkenler oldu.

Hatta diplomasinin 11 Eylülü olduğunu iddia edenler çıktı.

Hâlbuki bu tip belgeleri her ülkenin diplomatları, bulundukları ülkeler hakkında tuttuğu bilinmektedir.

Bunlar bir nevi resmi diplomatik casusluk belgeleridir.

Ancak ABD diplomatlarının tuttuğu bu notlar bir gerçeği de ortaya çıkarmış oldu.

Süper güç olan ABD diplomatlarının dedikodudan başka bildiklerinin olmadığıdır.

Çünkü bu güne kadar açıklanan belgelerin ciddiyeti oldukça tartışmalı ve sübjektiftir.

İlgili devlet görevlileri hakkında yazdıkları ise hiç mi hiç süper bir devlete yakışmıyor.

Devlet adamlarına lakap takmalar, özel hayatlarıyla alay etmeler vb.

Anadolu’daki bir deyimle söyleyecek olursak bu belgeler koca karı dedikodusuna benziyor.

Genellikle sokak ağzıyla yazılmış görüş ve düşünceler.

Oldukça basit ve sığ.

Anlaşılan o ki bu güne kadar yayınlanan belgelerin öyle ciddiye alınacak belgeler olmadığıdır.

Eğer dünyanın süper gücü bu kadar sığ ve ciddiyetsiz belge hazırlayan böyle diplomatlarla çalışıyorsa ABD’nin göçmesi yakındır.

Anlaşılan o ki, bu belgelerin yayınlanmasının temel amacı ABD-İngiltere ve İsrail’in hedeflerine zemin oluşturulmasına yönelik olduğudur.

Yayınlananlara bakılırsa daha çok hedef Ortadoğu bölgesindeki devletlerle ilgili bilgiler.

Burada temel amaç Ortadoğu ülkeleri arasında oluşmaya başlayan yakınlaşma ve birlikte hareket etme düşüncesini sekteye uğratmaktır.

Kendilerinin beklentilerine yönelik dedikodular üreterek devletlerarası şüpheleri artırmaktır.

Özellikle Türkiye’nin Ortadoğu’da aldığı proaktif çalışmaların arkasında art düşünceler beslediği gibi bir kanaat oluşturmaya yöneliktir.

Bir başka ifadeyle bölge ülkelerinin birbirine güven duymalarının önüne geçmektir, kuşku uyandırmaktır.

Bu nedenle belgelerin bir Amerikan-İngiliz ve İsrail operasyonu olabileceğini de hiçbir zaman gözden uzak tutmamalıdır.

Niçin bu güne kadar açıklanan belgelerde ABD, İngiltere ve İsrail’i sıkıntıya sokacak belge ve bilgi yok?

Bunu İsrail başbakanı Netanyahu’nun şu sözlerinden anlayabiliriz.

Ne diyor Netanyahu; ”açıklanacak belgelerde İsrail’i sıkıntıya sokacak belgeler olmayacaktır”.

Peki, bunu nereden biliyor Netanyahu?

Demek ki içeriğinden daha önceden haberleri var.

Belgeler açıklandıktan sonra da söylediği şudur. “Bu belgeler bizi güçlendirdi.”

Belgelerin kime ya da kimlere hizmet için açıklandığını böylece bir nebzede olsa deşifre etmiş oluyor.

Bu belgelerin açıklanma nedenlerinden birisi de siber savaşa düşman oluşturmak olabilir.

Siber savaş: Ekonomik, psikolojik, kültürel, politik veya askeri nedenlerle, hedef seçilen herhangi bir ülkeye, bilgi ve iletişim sistemleri üzerinden gerçekleştirilen sistemli ve organizeli saldırılara deniyor.

ABD siber savaşa karşı kendini hazırlama senaryosunun bir parçası olarak bu belgelerin deşifre olmasını sağlamış ya da görmezden gelmiş olamaz mı?

Böyle bir senaryoya karşı projeler geliştirecekseniz kendinize bir düşman bulacaksınız.

Alın işte size kapı gibi bir düşman. En gizli belgelerinizi ele geçiriyorlar. O halde tedbirinizi alın.

Bu düşmanın gerçek olması gerekmez. Hayali ya da sanal da olabilir.

Oluşturduğunuz düşmana karşı her türlü tedbiri alır, yeni silah ve teknolojiler geliştirirsiniz.

Bunun sonucu hem kendinizi savunma açısından güçlendirirsiniz hem de halkınızın motivasyonunu diri tutarsınız.

ABD’nin bu belgeleri sızdırmasının asıl sebebi bu olabilir.

Bu tip saldırılara nasıl cevap verilebileceğine ilişkin projeler geliştirilmek amaçlanmış olabilir.

Hem de bu çeşit saldırılara karşı savunma kabiliyetlerini ölçmüş olabilirler.

Muhalif gibi gözüken Wikileaks internet sitesi vasıtasıyla böyle bir deneyin ya da uygulamanın yapılmış olması muhtemeldir.

Bu belge deşifreleri ABD, İngiltere ve İsrail üçlüsünün ortak bir Wikileaks siber savunma stratejisi oluşturmak için uygulamaya konulmuş bir senaryo olması da muhtemeldir.

Gelecek günlerde bunların işaretlerini belki de daha şeffaf görmek mümkün olabilecektir.

Ülkemizin de bu siber savunma ve savaş stratejisi geliştirmesi ve projelerini acil devreye sokması kaçınılmazdır.

Aksi takdirde bir bölgesel veya küresel çatışmada siber saldırılarla bütün elektronik ve bilgisayar sistemlerinizin devre dışı bırakılabileceğini unutmamak gerekir.
( Wıkıleaks’le Siber Savunma Stratejisi başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 27.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.