AMAN DİKKAT!

Aman dikkat! Ülkemizin huzuru yine bozulmak isteniyor.

Aman dikkat! Yine kardeş kavgası körükleniyor.

Aman dikkat! Yine ülkemiz karıştırılmak ve çatıştırılmak isteniyor.

Özellikle siyasetçiler, TV konuşmacıları, yazarçizerler, dillerine, üsluplarına ve söylemlerine dikkat etmelidir.

Her türlü kışkırtıcı ve iftiralara yönelik söylemlerini bir an önce terk etmeleri gerekir.

Halkımız barış, huzur ve güven istiyor. Kavga istemiyor.

Maalesef halkımız ne zaman ki barış ve huzura kavuşmaya başlasa, hemen bir yerlerden bir kıvılcım çakılıyor.

Her yer ateşe veriliyor. Yakılıyor, yıkılıyor.

Silahlar, bombalar patlıyor, gençlerimiz, vatandaşlarımız ve emniyet mensuplarımız öldürülüyor.

Halkımız tahrik edilerek birbirine düşürülmek isteniyor.

Her defasında huzur ve barış başka bahara erteleniyor.

Senaryo üzerine senaryo yazılıp oynanıyor.

Maalesef senaristler yerli ve yabancı olsa da, figüranlar her zaman yerli oluyor.

Aman dikkat!

Türkiye’de tekrar Alevi Sünni çatışması çıkarmak için ne gerekiyorsa yapılıyor.  Bunun içinde her şey bahane oluşturuyor. Bu bazen bir cenaze töreni oluyor, bazen park, bazen de hak arama vb. 

On ay önce gezi olaylarında yaralanan Berkin Elvan adındaki bir çocuğumuz 11 Mart günü vefat ediyor. Bunun üzerine büyük gösteri ve olaylar oluyor.  Birçok yer yakılıp yıkılıyor.

Hemen ertesi gün 12 Mart 2014 günü cenazeden sonra yapılan gösteriler sırasında bir başka çocuğumuz olan Burak Can Karamanoğlu kurşunlanarak öldürülüyor.

Adeta bir bizden bir sizden dercesine kör göze parmak sokuluyor.

Aman dikkat!

Bu çocuklar bizim çocuklarımız.

Maalesef bu çocuklarımızın şimdilik ikisinin de katilleri meçhul.

Sonuçta yine anaların babaların yürekleri ve ciğerleri yandı.

Evlerine ateş düştü.

Aman dikkat!

Uzun yıllardan beri denene denene başarılamayan bir senaryo tekrar sahneye konmak isteniyor.

Bu ülkede altmışlı, yetmişli yıllarda Alevi Sünni, sağcı solcu çatışmasına oynadılar.

O yıllarda bunda belli oranda başarılı da oldular.

Fakat istenen sonuç bir türlü elde edilemedi.

Bunun üzerine Türk Kürt çatışmasına oynadılar.

Fakat otuz sene uğraşılmasına rağmen bu da tutmadı.

Çünkü Türk ve Kürt halkı buna geçit vermedi.

Tekrar başa döndüler.

Yeniden Alevi-Sünni, sağcı solcu çatışması çıkarmak.

Şimdi tekrar bunu sahneye koydular ya da koymaya çalışıyorlar.

Fakat sokağa dökecekleri karşı grupları oluşturamadılar.

Görüldüğü üzere hedefe ulaşmak için önce bir şeyler bahane edilerek bir yangın çıkarılıyor.

O yangının içine hiç ilgisi olmayan insanlar atılıyor ve yakılıyor.

Kışkırtıcılar hemen devreye giriyor akla hayale gelmeyen iddialar ortaya atarak ortalığı karıştırdıkça karıştırmaya çalışıyorlar.

Yanan bu ateşe ne kadar çok insan atılabilirse o kadar zevk alıyorlar adeta.

Her nedense bu ateşi yakanlar ve karıştıranlar her defasında ipi kırıyor.

Hep arka planda kalarak kârlı çıkanlar da nedense hep onlar oluyorlar.

İşin acı tarafı bu yangına körükle gitmek isteyen o kadar çeşni kesimler var ki, asıl düşündürücü olan da bu.

Bu kesimlerin içinde bir kısım partiler, dernekler, kuruluşlar da var maalesef.

Bu durum daha çok vatandaşımızın evine ateş düşmesine, yüreklerin yanmasına, zarar görmesine neden oluyor.

Allaha aşkına bırakın artık şu sen ben, çıkar, menfaat ve iktidar kavgasını.

Biraz Empati yapın.

Ölen çocuklarımız, polislerimiz ya da vatandaşlarımız sizin çocuğunuz ya da yakınınız olsaydı razı olur muydunuz, bunu sorun kendi kendinize.

Fakir fukaranın çocuklarını sokağa sürüp geri planda bunları iştahla izlemek sizlere vicdan azabı vermiyor mu Allaha aşkına.

Anlaşılan o ki, Türkiye Ukrayna’ya, Suriye’ye veya Mısıra çevrilmek isteniyor.

Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olmasının önüne geçilmek isteniyor.

Tekrar fakirlik, yoksulluk, huzursuzluk ve güvensizlik girdabına sokulmak isteniyor.

Tekrar kardeşin kardeşe düşman olduğu ortamlar oluşturulmak isteniyor.

Bunları hala anlamadık mı?

Onun için hepimize düşen büyük sorumluluklar vardır.

Biz bu tip senaryo, plan ve projeleri çok gördük, çok yaşadık.  

Defalarca izlediğimiz bu filmlerin üzerindeki tarihleri son bir defa daha kontrol edelim.

Bu filmlerin son kullanım tarihleri çoktan geçmiş olması lazım. 

Aman dikkat!

( Aman Dikkat! başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 17.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.