- Abi, bir yerden para bekliyorum, gelince borcumu ödeyecem.

 

         Mal alışı yaptığı satıcı firmanın yetkilisi dükkandan ayrılınca adam biraz ferahladı. “Oh be, bunu da atlattık!” dedi kendi kendine.

 

         Tam o sırada cep telefonu uzun uzun çaldı. Açtı. “Cemal arkadaşım muhasebe ücreti ödenmedi. Yedi aydır ödeme yok. Artık beyanname göndermeyeceğim. Cezalardan sorumlu değilim!”

 

         -Sezgin Bey, ödeyeceğim, bir yerden para bekliyorum, gelince hemen ödeyeceğim.

 

         Sıkıntı içerisindeydi. Şehirde aylardır ekonomi durmuştu. İnsanlarda nakit iyice suyunu çekmişti. Yaprak kımıldamıyordu. Siftahsız geçen günlerin akşamlarında çıldıracak gibi oluyordu.

 

         Geçen ayki elektrik parasını kayınvalidesinden borç alarak ödemişti. İşyerinin sabit telefonu aylardır ödeme yapılamadığı için kapalıydı. Bağkur primlerini dört yıldır ödeyemiyordu. Eski SSK borçlarından dolayı icraya verilmişti.. Ülke çapındaki kriz bulunduğu şehri de etkilemiş, iş hayatı her açıdan tamamen çökmüştü. Maliyeden gelen vergi borçları binlerce lirayı bulmuş:

 

         -Müdür Bey, bir yerden toplu para bekliyorum, gelince hemen maliye borcunu sıfırlayacağım.” diyerek müdürü zar zor ikna edip bir-iki hafta kazanmıştı.

 

         Üç bankadan kredi çekmiş, ancak geri ödemeleri aksatmaya başlayınca bankalar oturduğu evi tehdit etmeye başlamışlardı. Zaten kredi kartlarından dolayı icraya verilmişti. Bankadaki arkadaşlara yalvarıyordu:

 

-Ablacım, bir yerden para bekliyorum, gelince hemen borçlarımı kapatacağım.

 

         Benzine gelen zamlardan sonra iyice daralmış, eski model arabası uzun süredir evlerinin önünde yatar olmuştu.

 

         Dükkân sahibinin avukatı da kendisini ikaz etmeye başlamıştı:

 

         -Kiranı altı aydan beri ödemiyorsun, artık işleme başlamak zorundayız. Sana bir hafta daha süre. Aksi halde tahliye…

 

         -Aman avukat bey, bir yerden para bekliyorum, biraz daha idare edin!

 

         Geceleri kalbinin sık sık şiddetli şekilde çarptığını hissediyordu. Tansiyonu da hiç normal değildi, asabileştiğinde yirmilere fırlıyor, başı fena halde dönüyordu. Son üç yıl içinde saçları iyice beyazlamış, romatizma ağrıları da azmıştı. Doktor kolestrolünün yüksek olduğunu, şekerinin de kötüye gittiğini söylemişti. Uykudan birden sıçrayarak uyanıyor, bir daha uykusu gelmiyor, sabaha kadar gözlerini tavana dikip borçlarından nasıl kurtulacağını düşünüyordu.

 

         Mezarlığı da sever olmuştu. Arasıra şehrin kabristanına uğrayıp ölmüş büyüklerinin kabirlerini ziyaret ediyor, topraklarını suluyor, onlara dualar ediyordu.

 

         Bazen bir umutla sayısal oynuyor, belki bana da çıkar diye milli piyango bileti alıyor, anlamadığı halde altılı ganyan ve iddiaya koşturuyordu.

 

         Günler geçtikçe hiçbir şeye karşı iştah duymaz hale geliyor, dünyanın zevklerinden ve yaşama sevincinden giderek uzaklaşıyordu. Çoğu zaman günde bir öğünle yemeği geçiştiriyordu. İçtiği sigaradan artık tat almıyor, içki içtiğinde ise sarhoş olamıyordu.

 

         Yedi-sekiz yıldan beri denize gittiğini hiç görmeyen komşusu:

 

         -Cemal, denize ne zaman gideceksin yahu, güzelim mavi sular bizi bekliyor, bırak şu çalışmayı, serinleyelim biraz diye seslendiğinde:

 

         -Haklısın Arif arkadaşım ama bir yerden para bekliyorum, biraz rahatlayayım, o zaman zevkle gireceğim denize, diye cevap vermişti.

 

         İnanıyordu… Birgün bir yerden beklediği para gelecek ve sıkıntılarından kurtulacaktı.

 

         Veresiyeleri… Sitenin aidat borcunu, belediye harçlarını, esnaf sanatkârlar odası ödemelerini aklına getirdikçe… Üzerine fenalıklar geliyordu…

 

         Ama… Yine de… İnanıyordu… Bir yerden para gelecek… Ve kurtulacaktı…
( Bir Yerden Para Bekleyen Adam başlıklı yazı DÜŞÜNCE tarafından 9.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.