*Kırmızı pabuçlarımı 'seni sevdiğimi' söyleyemediğim
utangaç düşlerimin salıncağından düşürdüm ve sustum.
Bilirsin ben susunca yeryüzündeki bütün çocuklar ölür...
İkide bir kırıp da küstürme düşlerimi!...
....
Kendimden sonra
Garip yalnızlıklarla boğuştum durdum
İçi boş insan bedenlerinin gölgesinde
Kronik sancılı yaralar doldurdu uçuşan tebessümlerimi
Sanki sonu olmayan eğreti bir tüneldeydi cesedim
Ben doğrulmak istedikçe
Yediveren zehir-zemberek sözlerin ezip geçiyordu
....
Kendimden sonra
Garip yalnızlıklarla boğuştum durdum
İçi boş insan bedenlerinin gölgesinde
Kronik sancılı yaralar doldurdu uçuşan tebessümlerimi
Sanki sonu olmayan eğreti bir tüneldeydi cesedim
Ben doğrulmak istedikçe
Yediveren zehir-zemberek sözlerin ezip geçiyordu
tam da şuramı...
İşte bu yüzden
Sancılıdır hep sol yanım
Ağlak yüreğim çürürken kendi zindanında
Ağırlaşan suretimde koskocaman afilli bir maske
Mütemâdiyen en al'ından gülümsüyorum hayat objektifine
En pembe'sinden en yapmacık pozlarla!
Yolum-yolum yolunan saçlarım savaşırken
Senin kokunun bulaştığı rüzgârlarla
Umutlarımın bağrı yanık
İki yakası biraraya gelmiyor düşlerimin
Hiç bilmediğim ülkenin birinde
Kaldırımları arşınlayan ecnebi ayaklarım kan revan içinde
Hâlâ arıyorum Nâgehan-i kimliğimi
Senle dopdolu günlerimin buram buram hasretini içime çeke çeke...
-Hep boşuna kandırıp durmuşum kendimi
Yanıbaşımda sevdiğim olmalı
Kutsal sevgisi
Ruhumun en derin kuyularını doldurmalı
Çöle dönüşen toprağımı yeşertmeli diye-
İçimde susan o çocuk
Çıkmalıydı ağıtları sinesini delmeden
Gelmeliydin
Göğün yüzünü kucaklar gibi
Hüznün pınarını sağan gözleri
Hasret kalmamalıydı artık senin gönül ışığına!
Şimdi
Avuçlarımdan dökülüyor boşlukta sallanan dûalarım
Düşüyorum âminlerin peşine
Bahar tohumları ç'alıyorum
Yüreğinin bilmem kaçıncı serânat yağmurlarından
Olur ya kokun bulaşır toprağıma
Senin şehrinin sekizinci ikliminin rüzgârlarından
Üzerimde ipince basma entarim
Çiçeklenir'im yeniden...
Bekliyorum!
Bilmediğim ama senin geleceğini bildiğim o aşk kavşağında
Gelip de
Kaçıncı doğan güneşle ısıtacaksın zemheriyi çalan ruhumu?..
Hazana boyanan saçlarıma
Şefkâtli ellerinle yıldızlar saçmanı
Bekliyorum hâlâ
Binbir sabırla
Binbir umutla...
Göğüs kafesimde soluduğum masum hayallerim
Ezilmeden yüreğinin eşiğinde
Gökkuşağı sulu sepken bulutların ardında kaybolmadan
Tut artık kırmadan,dökmeden maviliğin senli ucundan
Paçaları ıslanmadan düşlerimin
Kırmızı kuşağını bir çırpıda çöz
Sana tutsak gözlerimin
Çocuk kalbimden 'ö l ü m s ü z l ü ğ ü n e' öyle bir öp ki
Öylece orada kal
Hiç gitme!
Sen gidersen yıkılır dünya'm
Kan kusar ruhumun şiirleri
İşte bu yüzden
Sancılıdır hep sol yanım
Ağlak yüreğim çürürken kendi zindanında
Ağırlaşan suretimde koskocaman afilli bir maske
Mütemâdiyen en al'ından gülümsüyorum hayat objektifine
En pembe'sinden en yapmacık pozlarla!
Yolum-yolum yolunan saçlarım savaşırken
Senin kokunun bulaştığı rüzgârlarla
Umutlarımın bağrı yanık
İki yakası biraraya gelmiyor düşlerimin
Hiç bilmediğim ülkenin birinde
Kaldırımları arşınlayan ecnebi ayaklarım kan revan içinde
Hâlâ arıyorum Nâgehan-i kimliğimi
Senle dopdolu günlerimin buram buram hasretini içime çeke çeke...
-Hep boşuna kandırıp durmuşum kendimi
Yanıbaşımda sevdiğim olmalı
Kutsal sevgisi
Ruhumun en derin kuyularını doldurmalı
Çöle dönüşen toprağımı yeşertmeli diye-
İçimde susan o çocuk
Çıkmalıydı ağıtları sinesini delmeden
Gelmeliydin
Göğün yüzünü kucaklar gibi
Hüznün pınarını sağan gözleri
Hasret kalmamalıydı artık senin gönül ışığına!
Şimdi
Avuçlarımdan dökülüyor boşlukta sallanan dûalarım
Düşüyorum âminlerin peşine
Bahar tohumları ç'alıyorum
Yüreğinin bilmem kaçıncı serânat yağmurlarından
Olur ya kokun bulaşır toprağıma
Senin şehrinin sekizinci ikliminin rüzgârlarından
Üzerimde ipince basma entarim
Çiçeklenir'im yeniden...
Bekliyorum!
Bilmediğim ama senin geleceğini bildiğim o aşk kavşağında
Gelip de
Kaçıncı doğan güneşle ısıtacaksın zemheriyi çalan ruhumu?..
Hazana boyanan saçlarıma
Şefkâtli ellerinle yıldızlar saçmanı
Bekliyorum hâlâ
Binbir sabırla
Binbir umutla...
Göğüs kafesimde soluduğum masum hayallerim
Ezilmeden yüreğinin eşiğinde
Gökkuşağı sulu sepken bulutların ardında kaybolmadan
Tut artık kırmadan,dökmeden maviliğin senli ucundan
Paçaları ıslanmadan düşlerimin
Kırmızı kuşağını bir çırpıda çöz
Sana tutsak gözlerimin
Çocuk kalbimden 'ö l ü m s ü z l ü ğ ü n e' öyle bir öp ki
Öylece orada kal
Hiç gitme!
Sen gidersen yıkılır dünya'm
Kan kusar ruhumun şiirleri
Bu kocaman yürek ölür
Büyür bu çocuk
...G i t m e!..
Büyür bu çocuk
...G i t m e!..
ŞEHRAZAT