Bazı Pencereler Aşka
Şahittir
Pencere kenarından seyre daldım hayata…
Yağan kara, düşen yaprağa, kurumuş ağaca, yuva yapan kuşa, çaresizlikten çare
yaratmaya çalışan yaşlı kadına doğru seyre daldım.
Bir çocuğun yüzündeki masum tebessüme
takılıyor gözlerim. Nasılda masum bir haber Dünyadan, tek aşkı süslü bebekleri
ve bakkalda ki şekerlemeleri…
Gökyüzüne ilikleniyor gözlerim. Nasılda
acımasız davranıyor güneşe. Nasıl da umutsuz bakıyor ısınmayı bekleyen soğuk
bedenlere.
Kuru yapraklar arasında ki kırmızı güle
gülümsüyor gözlerim. Savaşıyor adeta iklimiyle.
Yine pencere kenarındayım ellerim birbirine
kenetli ah bir bilseler içimde ki fırtınalı okyanusları.
Hiç bilmediler
pencereye yakın oturanların kendi filmlerinden kaçtıklarını.
Hiç görmediler ki
pencere bakan yüzün nasıl ağladığını.
Bir bir iniyor geçici duraklarda yolcular.
Bir adım daha yaklaşıyorlar yaşamın son durağına.
Kimi gülerken ağlar
kimi ağlarken güler yaşanmışlıklarına.
Ben kendi filminden
ziyade başka filmleri izleyen yönetmenlerdenim.
Ben başkasının filminde
kendini arayan izleyiciyim.