Online Üye
Online Ziyaretçi
GÜL DALI - FAL DALI
Derdin mi var a cancağızım? Bir sorunun mu var, bir güçlüğün bir iç sıkıntın mı var ? Ben sana bi yol yardım ediverem ister misin? Dinle o zaman beni ve öğütlerimi yapıver hemen ki, isteklerin gerçekleşsin, sorunsuz ve sağlıklı günlerine dönüp mutlu ve kutlu yaşamana devam et olmaz mı cancağızım …
Gül ağacı olan bir bahçeye gir. Vakit tan ağarıp da seher vaktine döndüğü, güneşin ışıklı mızrak ucunu gösterdiği bir zamanda olsun… Sessizce gül ağacına yaklaş ve tam önünde dur.(gül ağacının önü, gülün boyun büktüğü tarafıdır unutma). Gül ağacının tam önünde ellerini üst üste birleştirip göbek üstüne koy, üç kez derin derin nefes al ve güle doğru üfle. Geriye doğru üç adım çık ve dur.
Bu işi yapmakla ilk dileğin olan; SEVGİ, AŞK, AYRILIK, KAVUŞMA, MUTLULUK ile olan tüm istek ve arzularını güle sunmuş oluyorsun !
İkinci dileğini de içinden geçir ve yavaştan bu dileğini mırıldanarak üç kez tekrarla.
Birinci dileğinin gerçekleşmesi için yaptığın üç kez yerinde zıplama, ok gibi fırlayıp hiç dokunmadan gül ağacının üstünden atlama, dönüp selamlama gibi hareketleri yapmakla da ikinci dileğin olan UMUT , HAYAL , DÜŞLER ile olan tüm istek ve arzularını gülün yapraklarına sunmuş oluyorsun !
Üçüncü dileğini içinden geçir ve yavaştan bu dileğini de mırıldanarak üç kez tekrarla.
Birinci ve ikinci dilekleriyin gerçekleşmesi için yaptığın işlemlerin aynısını bu dileğin için de tekrarla. Yani, üç zıpla bir atla yalnız güle, yaprağa dokunma….Dön gül ağacını selamla.Bunu yapmakla da üçüncü dileğin olan DÜŞMANLARIN, ZORLUKLARIN, SORUNLARINLA ilgili istek ve arzularını gülün dikenlerine sunmuş oluyorsun !
Güneş ufkundan ışıklarını gül bahçesine serpmeye başladığında senin işin bitmiş oluyor.Şimdi yapacağın son iş; gül ağacının tam önünde (gül ağacının önü gülün boynunu büktüğü taraf oluyor, unutma) üç kez yerinde zıplayıp, arkana bakmadan koşar adım bahçeyi terk etmendir
Üç gün üç gece sabırla bekle, bu üç günün sonunda dileklerinin bir bir nasıl gerçekleştiğini göreceksin!
İnsan isterse kısa zamanda bu ve buna benzer safsata ve hurafeleri uydurup,zayıf kişilikli, zavallı, biçare insanlara, denize düşüp yılana sarılan çaresizlere, olup bitenlerin gizemini çözemeyen korkulu insanlara, bağımlı yaşayan,birilerine dayanarak yaşayan insanlara bir umar, bir çıkış, bir umut diye yutturup, zafiyetlerden maddi ve manevi çıkarlar sağlayabiliyorlar. Bu toplumda bin yıllarca bu ve buna benzer nice safsataların dilek ağacına bez bağlattığını, türbe taşlarına yüz sürüp ağlattığını, sirkeli ekmek zağlattığını, taşı-toprağı ,ağacı- demiri, şeyhi, yatırı, hatırı ilahlaştırıp, buna inandırıp iman sattığını görmüş, yaşamış yaşıyor ve daha nice yıllar da görüp yaşayacaktır da.Bu durum birileri için geçim kapısı, kimileri için seçim yapısı, toplum için de biçim yapısı olmaya devam edecektir.
NİÇİN mi?
Bizde böyle bir bahçe, bahçede böyle bir gül ağacı, gül ağacında böyle bir gül böyle diken ve böyle yaprak ve üzerinde üç kez zıplanacak toprak oldukça, ve dahi, dünya durdukça, ve dahi kazları yoldukça, keseler doldukça bu işler de devam
edip gidecektir de…