.
.
Düş tozları serpiştirilmiş
Mayhoş cümleler dökülür kalemlerden
Boş bir bavulun ağırlığınca yaşanır hayat
Ve zamanın merdivenlerinden düşer
İki rekâtlık sıcak gözyaşı
Selvi altındaki bir mezarda dua eder
Kalpleri demir, elleri ipekten insanlar
Ansızın ağızlarda donar kalır titrek cümleler
Ehlilleşmiş sesler yankılanır o an havada
Ve bir sızıya binerek uçar gider ebabiller
*
Kaybolur bedenler izsiz kumlarda
Bir keşiş kendi yaralarında avunur
Dinmez olur ruhlardaki hararet
İçinde kabaran açlığa bakamaz olur insan
Ve halısız odaya serilir çaresizlik
*
Dirilişe iliştirilmiş gözyaşları akar
Beline gençliğini katlamış ninemden
Ve hatıralar sızar bugüne
Mağlupça bir reddiye yazılır hemen
Araya giren onca zamana
*
Ardından durmadan tekmelenir saatler
Bir an önce akıp geçsin diye zaman
Aksayarak yürür artık ruhlar
Havayı da ağır bir şüphe kokusu kaplamıştır
Ve çoğalmıştır yüzlerdeki emanet gülümseyişler
Zoraki bir öksürüktür artık yaşamak . . .
.
.
.