İnsan/sı: Sabit düşünür. Daha önceden inandırıldığı değerlerle inanç sahibidirler... 

İnsan: İnandığı değerleri düşünür, inandırıldığı değerlerle karşılaştırma yapar... 


İnsan/sı: Düşünmekten korkar. Derine inmez, araştırmaz. Düşünmenin üzerine yükleyeceği sorumluluktan kaçar... 

İnsan: Düşündükçe varolduğunu bilir, düşünmeden yapamaz. İnceler, araştırır, karşılaştırır tam bir tefekkürle sonuca ulaşır... 


İnsan/sı: Cehaletini saklamaya çalışır bilgili aydın görünmeye çalışsa da bildikleri, bilmediklerinden azdır... 

İnsan: Cahaleti kabul eder. Her an öğrenmeye açıktır. Bilgiye doymaz ilim çin’de olsa almak ister... 


İnsan/sı: Acelecidir, sabırsızdır. Dünyevi zevklerin ve nef-i ammare’nin peşinden umarsızca koşar... 

İnsan: Acele etmez, sabırlıdır. Dünyevi zevkler onu tatmin etmez. Bilir ki nefs-i ammare zamanla terbiye göre göre günahlardan uzaklaşır ve safiyet kazanır. 


İnsan/sı: Derin düşünce karşıtıdır. Düşündükçe çıkmaza gireceğinden korkar. Düşüncelerini hapseder... 

İnsan: Derin düşüncelerle beslenir. Her bir düşüncenin onu doğu yola ulaştıracağını bilir. Düşüncelerini özgür bırakır... 


İnsan/sı: Hep arar ne aradığını bilmeden. Aradığının somut varlıklarla elde edileceğini sanır. Maddecidir... 

İnsan: O da arar ama ne aradığını bilir. Somut değil soyut varlıklar ile aradığına özüne ulaşır. 

Maneviyatçı dır... 


İnsan/sı: Mesafelidir. Ün kazanmak ister, şan, şöhret ile itibar bulmaya çalışır. Menfaatleri çıkarları söz konusu olduğunda diğer yaradılanlara yaklaşır, sever gibi görünür. Sürekli karşılık bekler diğer bir yaradılandan.. 

İnsan: Mesafe koymaz araya. Allah için sever, Allah rızasını kazanmak için yakın olur diğer yaradılanlara. Allahtan başka kimseden karşılık beklemez... 


İnsan/sı: Gösteriş için yardım eder, takdir bekler, övülmek ister. Yere göğe sığmayı beceremez bir türlü... 

İnsan: Vakurdur, yaptığı güzel işlerin, salih amellerin Allah’tan başkasının bilmesini istemez. Amacı sadece Allah’ı hoşnut etmek, onun rızasını kazanmaktır... 


İnsan/sı: Çalar, çırpar, yaptığı her kötülüğü mübah sayar kendine. Allah’tan korkmaz... 

İnsan: Harama el uzatmaz, yan gözle bakmaz. Allah korkusunu her hücresinde hisseder... 


İnsan/sı: Zengin olmak ister. Mala, mülke, eşyaya, tapar. Sonsuz ahiret boyutunu düşünmez, umarsız yaşar... 

İnsan: Fakirdir, htiyaçtan fazlasını dağıtır. Bilir ki zenginlik, mal, mülk, servetini ahirete boyutuna taşıyamayacaktır... 


İnsan/sı: Aciz olmayı sevmez, hep güçlü olmak gücünü ispatlamak ister dünyaya... 

İnsan: Acizliği kabul eder, tek gücün Allah olduğunu yaradanından başka mutlak hakim olmadığını bilir... 


İnsan/sı: Dışındaki güzellikleri, içindekilerden çok sever. İçinde ki güzellikleri görmek istemez...

İnsan: İçinde ki güzelliklerin farkındadır. İçinde ki, özünde ki güzellikleri dışındakilere tercih eder... 


İnsan/sı: Haset eder,kötülük düşünür. Bir başkasının kendinden üstün olmasına tahammül edemez... 

İnsan: Kötü bir düşünce geçmez bile aklından. Üstünlük arayışı içinde olmaz asla. Bilir ki tek üstünlük Allaha’ mahsustur... 


İnsan/sı: Sever, hoşlanır bedeniyle. Ele geçirmek ister, sahip olmak ister. Sahip olunca da alacağını alır, sıkılır gider... 

İnsan: Sever, bağlanır yüreğiyle. Paylaşmak ister hayatı, sevgiyi paylaştıkça artar sevgisi. Hayat boyu yol arkadaşıdır,sonsuzdur. Ebediyete kadar sürer sevgisi bitmez... 


İnsan/sı: BEN’cildir, ben der sürekli. Egoları peşinde koşar. Sen demeyi bilmez. Sürekli BEN’lik arayışı içindedirler ama aradığını asla bulamaz... 

İnsan: SEN’cildir, ben demeyi bilmez. Sürekli karşısındakini düşünür. BEN’liğini yok eder, eritir. Bilir ki BEN’lik yok olmadan erişemez özüne... 


İNSAN/SI ile İNSAN boyutlar arası geçişte ebediyete göçerken bu farkındalıkları ve özlerinde ki güç ile birleşerek ebedi yurtlarına yerleşecekler. Kimi sonsuz saadeti, mutluluğu yakalarken, kimi de sonsuz azap içinde kalacaklardır. Dünya da neye ibadet ettilerse imanları ve inançları gereği ahiret hayatlarına başlayacaklardır Allahın izniyle... 



İNSAN OLABİLMEYİ BİZLERE NASİP EYLE ALLAHIM 

Şefaatini, yardımını bizlerden esirgeme... 



inneş şirke le zulmun azîm 

Şüphesiz şirk elbette bir zulümdür. 


Lokman Suresi (13) 



Hülya Akyıldız 



( İnsan/sı & İnsan başlıklı yazı HülyAkyıldız tarafından 6.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu