Online Üye
Online Ziyaretçi
Günün yirmi beşinci saati
Pimi çekilmiş ecele nikahlanır her insan
Ölmüş bir vakit kokusu yayılır havaya
Tortulaşır göz kapaklarındaki düşler
Ve ceplerde sonsuz pişmanlıklar çoğalır
Külçe külçe sessizliğin ardından
Lehçesi anlaşılmayan boğuk acılar duyulur
Ve ucube masallar anlatılırken ötelere dair
Direnişin kulağına umut okunu verir
Bam teli bozulmuş dünyada
Yosun tutmayan günahlar işlenir durmadan
Seyirlik bir düş olurken gelecek zaman
Yağmurlar bile zehirler toprağı
Ve renk atar beyazlar her şafakta
Su yerine acılar yudumlanır bir bir
Can havliyle peydahlanır cüce bir huzur
Aşırı doz anlamsızlık yüklenir hayata
Ve cümleler kalemlerde rehin kalır. . .
.
.
.