Susma Sivas!
Yüreğinde yasemin kokusu
Eteklerinde menekşenin
Gelinliği süzülürken
Susma!
Acılar kör kütük
Sözlere nikâhlı yüzler
Ilıman sevdalarda
Cesaret yok/
Ölüme saygı yok
Bu dağlarda…
Uç uca kösteklenmiş
Zaman çığlıkları
Elleri kara yalnızlıklar
Bir oda düşün ki
Saçları okşanan kızlar yok
Gözleri öpülesi Koray
Sözleri kınalı asuman
Zift dolusu bakışları
Mühürleyemezsin
Kara yazılmaz Banaz’a
Ak güvercin dolusu
Sözde biter bazen
Sazlar kilitli
Gözler donuk
İhanet ki/
Cesaretin
Kilometre taşıdır
Aşka üryandı onlar!
İçinden yol geçmeyen
Sevmek ölmektir bazen
İnsan sevmek/dil sevmek
Kara bazen aktır/
Zemheri çiğinde
Yolsuzda izdir
Annede yürek
Babada oğul
Karanlıkta
Yobaz…
Sevgi kuştur;
Özgür gönüllerde
Kanadında kin yok
Gagasında aştır zaman
Bir teni yakmak değil
Bir tene can vermek
Ninniler dolusu
Ellerinde çiçek
Yüzlerinde gerçek
Ve adam olabilmektir
Yansa da yanmamaktır
Anka gibi kendi küllerinden
Doğmaktır menekşenin gözlerinde…