ÇOCUKLUK DÜŞLERİM 2




     Çocukluk insanların ne yazık ki bir kez yaşadığı ve aklının yüreğinin bir köşesinde ölene kadar sakladığı gizli bir hazinedir.Ne kadar çok anı biriktirirsek o kadar çocuk kalırız büyüdükçe. Herkese göstermeyiz bu değerli hazineyi.. Sevdiklerimizle arada çıkarır özlemle anarız.


     Çocukluk gamsızlıktır bir yerde..En büyük derdi aç kalmak, düşmek ve orasını burasını yaralayıp ağlamaktır.Acıyı öyle bilir o. Hayatın henüz sillesini yemediğinden gözleri berraktır..İçine baktığınızda ta yüreğini görebilirsiniz. .Henüz saklanmayı öğrenmemiştir.Asıl adı masumluktur...Asıl adı cesarettir..


    Benim çocukluğum çoğuna göre harika geçti.. Her şeyim vardı..Güvenliğin  koruduğu bir sitede gece 12 kadar korkmadan oyun oynardık.. .


      Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi nazlı bir çocuktum.Ve inatçı, dediğim dedik bir çocuk..Biz de bağırma çağırma olmazdı aile içinde..Herkes konuşarak hallederdi sorununu.

.Hayır demek bir çocuğa zordur..Açıklamak gerekir hayır'ın sebebini ki çocuk ilerde büyüdüğünde kendine güvensiz yetişmesin..Yaptıklarının bedeli o yaşa göre açıklayıcı nitelikte olmalıdır..Her hayır çocuk da neden sorusu doğurur. Nedeni açıklanmayan her hayır ilerde onun pasif biri olmasına yaşama gücünün sebepsiz olarak azalmasına inançlarının zedelenmesine yol açar..Mantık çok daha önemlidir çünkü onlarda..Bir çocuğa şunu yapma dediğiniz de o hemen neden? der..Ben öyle istiyorum dediğiniz de direk içte tepkiye yol açar ve çocuk gizli gizli yine bildiğini okur..Ona akılcı mantıklı cevaplar vermeniz gerekir..

Fazla bilimsele kaçtım galiba..

Gelelim bana..

Dediğim gibi nazlıydım ve inatçıydım..

Bahar ayıydı..Bir sabah gözümü açtığımda inanamadım..Perdem de dünya harikası bir kelebek duruyordu.Sarı kanatlarında siyah noktalar nazlı nazlı perdeye tutunmuş öylece kalmıştı. O sırada annem beni kahvaltıya çağırmaya geldi her zaman ki gibi..Yine 5-6 yaşında filanım.Gülerek anneme kelebeği gösterdim..Anneciğim baksana ne kadar harika bir şey..Annemde kelebeğe sevgiyle baktı ve saçlarımı okşayarak evet bitanem çok güzel tıpkı senin gibi dedi..İnanamamıştım.Ben kelebeğe mi benziyordum.

- Anneciğim gerçekten ben kelebeğe mi benziyorum dedim şaşkın gözlerle..

Annem sevgiyle uzun saçlarımı okşayarak

- Sen de bizim kelebeğimizsin..Nazlı, güzel Allahın bize verdiği mucizesin dedi kadın

Ve hayatı boyunca en büyük hatayı yaptığını farketmeden aşşağıya indi.

Ben yatağımın içine bağdaş kurup düşünmeye başlamıştım bile..Ben bir kelebektim demek..Ama kanatlarım yoktu ki..Olsaydı kesin uçardım.

Evet kanatlarım olmalıydı benim.Kocaman açtım ela gözlerimi ve yatağımın kenarında duran dün gece babamın bana aldığı hediyenin karton kutusuna baktım.Hınzırca gülümsedim..İşte kanatlarım ordaydı...Koşarak aşşağıya kahvaltıya indim..Süpriz yapmaya karar vermiştim annemle babama .Kahvaltıdan sonra odama kapandım ..Kitapta gördüğüm bir kelebeğin kanadını kartona çzidim ve elişi makasımla bin bir güçlükle kestim.Tabi saçma sapan bir şey olmuştu..Ama bana göre harika bir kanattı. Akşama  babamın işten dönüş saatini bekledim.Annem yemeği bahçeye hazırlıyotdu.. Kanatları iple göğsümden geçirekek bağladım..Hazırdım arık.. Ve benim odamın bulunduğu 2.katın balkonuna çıktım.

Babamın arabayı park ettiğini duyunca balkon demirlerine tırmandım ve ordan babama bağırdım

-Babacığım bekle orda ben yanına geliyorum uçarak dedim.


Babamın yüzünde ki şoku hala unutmam

- -Hayır . diye bağırdı adamcağız. Sakın yavrum gelme bekle sana bir şey söylemek istiyorum dedi..

Kendi kendime kızıyordum ben gidince yanına söylese olmaz mıydı..Ama bekledim.Babam balkonun altına gelince

-Yavrum ne yapıyorsun prensesim sen uçamazsın ki hemen in ne olur dedi.

O sırada bahçeye çıkan annem çığlığı bastı..Kadıncağız çok korkmuştu sesi bile çıkmadı bir daha..Sadece elini ağzına kapatmış gözünde yaşlarla bana bakıyordu.

Babam gayet sakin(Yani bana o yaşta öyle geldi)

-Yavrum hadi in ordan gel babişine bir öpücük ver dedi..

Sinirlenmiştim.. Uçmak varken neden yürüyecektim ki..

-Babacığım ben bir kelebeğim.İnanmıyorsan anneme sor..Kelebeklerde uçar sende biliyorsun..Ben şimdi uçarak gelirim yanına dedim..

Babamın artık korkudan sesi kısılmıştı.

-Yavrum, bitanem elbetteki sen kelebeksin hem de en nadir bulunan bir kelebek.Şimdi sen ordan uçarsan herkes seni görür ve bizden almaya kalkarlar.Biz senin kelebek olduğunu saklıyoruz aşkım dedi.

Şaşırmıştım..Ben annem babam olmadan ne yapardım..

-Keşke zamanında söyleseydiniz bunu bana.Ama madem buraya çıktım bari bir kez hevesimi alayım babacığım..Etrafta kimse de görünmüyor dedim.

Babam benle başedemiyeceğini anlamıştı..Bu sefer taktik değiştirdi.

-Haklısın yavrum bu senin hakkın dedi..Ama bir şey isteyeceğim senden uzağa uçma bak ben direk altta duruyorum..Kucağıma uç ki kimse görmeden seni saklıyayım dedi.

Haklıydı..Kucağına uçacaktım..

-Tamam dedim ve kendimi bıraktım.Kollarımı açmış kanat gibi sallıyordum ama çok ağırdım galiba babamın kucağına düştüm ve onunla beraber yere yuvarlandım.Düşerken bir taşa da kafamı çarpmıştım .Çok kötü alnım kanıyordu.. Babam üstü başı toprak olmuş bir vaziyette sıkıca bana sarıldı. .Ağlıyordu galiba ki omuzları titriyordu.

Ben bir taraftan kanayan başımı tutuyor bir taraftan da babama

-Ne güzel uçtum değil mi babacığım dedim.

Babam yavaşça beni kollarından bıraktı.Islak gözlerini elinin tersiyle sildi ve gayet yumuşak bir sesle

-Hayatımda gördüğüm en güzel kelebektin gülüm çok güzel uçtun dedi. Ama sen artık büyüdün ve gördüğün gibi kanatların yok olmaya başladı..Her çocuk kelebektir ve görünmeyen kanatlarla doğarlar..BüyÜdükçe kanatlar yok olur..Başkalarının çalmasından korkulur..Şimdi bana söz ver bitanem dedi..Bir daha uçmak yok. Ben yokken hele uçarsan artık geri gelemezsin dedi.

Çok korkmuştum ve başımda çok ağrıyordu..Annem elinde pamukla geldi..Hiç bir şey demeden başımda ki kanı temizlediler..Birbirlerine arada bakışlarını yakalıyordum.İkisi de korkunun o acı tadını hiç unutmayacaklardı. Babam ben kucağına aldı.Tek koluylada anneme sarıldı ve evimize girdik..

Ben bir daha hiç uçmadım.


Gözyaşı

( Çocukluk Düşlerim 2 başlıklı yazı Gözyaşı tarafından 26.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu