Nazlı nazlı yükselir huşu içinde buğu.
Doldurur has hâlleri bardaktaki boşluğu.
Ayrı bir füsunu vardır sımsıcak perinin.
Süzülür gider, ufka doğru emsalsiz kuğu.

Dudaklara değerken, ince narin bardaklar.
Bin ışık huzmesine sahne olur çardaklar.
Bir peri suretinde ateşin izdüşümü.
Her bardak sinesinde, içli bir beste saklar.

Demliğin gül kokulu teri, çay sanlı peri.
Semaverin şarkısı sarar göğü ve yeri.
Açar ince bellide hazzın renk huzmeleri.
Erbabınca bilinir her yudumun değeri.

Rengi sarınca ruhu, söner oflar ve ahlar.
Bir hazzın esiridir ona değen dudaklar.
Karanfil tütsüsüdür, gül ile aşık atar.
Her yudumu dem be dem gamı kederi paklar.

Döne döne dökülür,çaydanlıktan demlikten.
Nazar eden cümle göz, halas olur kemlikten.
Buselik makamında inleyen yarenlikten.
Ayrı bir haz alınır, gamzeli esenlikten.

Çay, dudağın damağın lâle, sümbül özlemi.
Öz suyunu su alır, bize kalansa demi.
Üstünde yükselirken, huzurun her dirhemi.
Asude iklimlerden gelir çayın meltemi.
Ankara,17.09.2009 İ.K






( Çaya Methiye başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 17.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.