Bir varmış...bir yokmuş...
 

Zordur bu zamanda kadim dost bulmak
Kaf dağı ardında, tadı dostluğun...
Bulana ne mutlu; hakkı mest olmak
Bir varmış bir yokmuş adı dostluğun...

Önce yaka silkmiş riyâkâr yüzden
Sonra kâhır etmiş, içi boş sözden
Bakmış ki olmuyor, kaybolmuş gözden
Görünen gölgesi, cıdı dostluğun...

Şimdi erişilmez; bir serap, yıldız
Her dost dendiğinde içim eder cız
Bugünküler halsiz, çelimsiz, cılız
Kalmamış hiç eti, budu dostluğun...

Sahte dostluklara açarak kanal
Yeni dünya kurduk, adı da sanal
Ben diyim bir kâbus, siz deyin masal
Edilmiyor artık yâdı dostluğun...

Gül koklatamadık gönül diline
Hata hepimizin, böyle biline
Değmez oldu eller dostun eline
İçimi yakıyor odu dostluğun...

Açık oynadım hep dostluk kartını
Bulamadım heyhât dostun mertini
Çok emin olsam da dönmem sırtımı
İhanetten patlar, ödü dostluğun...

Dostluğu yaşayan babamla dedem
Şimdikiler yalan, almıyor midem
Gelişmiş, ileri çağımış bu dem
Payımıza kalan bedi dostluğun...

Düşmüşüz içine kötü bir ağın
Kölesi olmuşuz bir küflü çağın
Gömelim bağrına bir yüce dağın
Örtelim üstünü, hadi, dostluğun...

 

Mecit AKTÜRK

( Bir Varmış...bir Yokmuş... başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 28.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.