(Şehitlerim. Can şehitlerim 70 )

   (Hanımı tarafından zehirlendi.)

 

           Hz. H A S A N      (RA)

 

Künyesi; Ebû Muhammed Hasan bin Ali

Ebi Talib bin Abdülmuttalib bin Hişâm

Bin Abdi Menaf El-Hâşimi denilmekte,

Hicri üç yılında doğmuştur Hz. Hasan’ım.

 

Hz. Ali, oğlunun adını “Harp” koymuştu,

Dedesi Muhammed, “Hasan” olsun buyurdu,

Bu isim Arap âleminde ilk konuldu,

Râsûlullah’ın çok sevdiğidir Hasan’ım.

 

Hz. Muhammed’in torunudur güzel Hasan,

Resul okur kulağına, kamet ve ezan,

Dedesidir O’na, güzel ismini koyan,

Ramazan ortasında doğan Hz. Hasan’ım.

 

Hasan’ın doğumunun yedincisi günü,

Akika olarak güzel bir koç kesildi,

Saçının ağırlığınca gümüş verildi,

Resul terbiyesinde yetişti Hasan’ım.

 

Hasan’ı devamlı yanında gezdirmişti,

O sırtındayken uzatırdı secdesini,

Rükûdayken bekler Hasan’ın geçmesini,

Cennet gençlerinden olan yiğit Hasan’ım.

 

Resul, iki torununa güreş yaptırdı,

Efendimiz, olmuş Hz. Hasan taraftarı,

Görülmeye değer o anki heyecanı,

Dedesinden iltifat alan Hz. Hasan’ım.

 

Fatıma-tüz-Zehra, buna anlam veremez,

şünür ki, Hüseyin’i dedesi sevmez,

“Ya Râsûlullah! Hasan büyüktür,” der demez,

Râsûlullah her şeyi anlatır kızına,

 

“Ey gözüm nuru kızım Fatıma, üzülme,

Hasan’a ben, meleklerde oğlun Hüseyin’e,

Cebrail de vardır bu güreşin içinde,

Güreşi melekler seyretmiştir Hasan’ım.

 

Hz. Râsûlullah der ki: “ Hasan’ım Seyyid’tir,

Hasan ve de Hüseyin, cennet gençleridir,

Babaları Ali ki; onlardan eftaldir,”

On iki imamın ikincisi Hasan’ım.

 

Râsûlullah der: “Bunlar benim reyhanımdır,”

Hz. Hasan ki; küçük yaşta bey’ât yapandır,

O, Râsûlullah terbiyesinde yanandır,

Sekiz sene dedesiyle olan Hasan’ım.

 

O, sekiz yaşındayken, Resul vefat etti,

Altı ay sonra da annesi Fatıma gitti,

Babası Ali terbiyesinde yetişti,

Yürekli, mert bir cengâver oldu Hasan’ım.

 

Abdullah bin Sebe, Mekke’yi karıştırdı,

Halife Hz. Osman’ın evini kuşattı,

Hasan Hz. Osman evinde nöbet tutandı,

Fitnecilere karşı dik duran Hasan’ım.

 

O’nun, on beş erkek, sekiz kızı olmuştur,

Hasan soyundan gelen “Şerif” sayılmıştır,

Resul soyu, Hasan-Hüseyin’le gelmiştir,

Vilayet yolu büyüğüdür Hz. Hasan’ım.

 

Babası Hz. Ali ölünce imam olmuş,

Kûfelilerin en çok istediği oymuş,

Topluca gelip O’na bey’at’ta bulunmuş,

Omuzuna büyük yük binmişti Hasan’ım.

 

Kûfe’den ilk bey’at eden Kays bin Sa’d idi,

Kays ki; Hz. Ali’nin de ordu komutanıydı,

Araplardan oluşan var kırk bin askeri,

Halk babana da yemin etmişti Hasan’ım.

 

Irak halkı galeyana çabuk gelmekte,

Hasan’ı intikam için tetiklemekte,

Dinlediler Hasan, Hutbe irad edince,

Katili mahkeme edendi Hz. Hasan’ım.

 

O sıralarda İslâm iki imamlıdır,

Hasan’a karşı Muaviye baş kaldırır,

Iraklılardan bir ordu hazırlanmıştır,

Onlara inanıp harbe giden Hasan’ım.

 

O sıralarda Hasan otuz yedisinde,

İslâm ordusuyla varmıştı Medain’e,

On iki bin kişilik ordu hırs içinde,

Müslüman, Müslüman’a karşıdır Hasan’ım.

 

Hz. Muaviye, Arapların dâhisidir,

Hz. Hasan’ın harbe geldiği bildirilir,

O da orduyu alıp Mesiken’e gelir,

Baban öleli on sekiz gün oldu Hasan’ım.

 

Siyasi kaygı, Mü’min canını yakacak,

Bu savaşta mesul, iki lider olacak,

Tarih sizi, bunun için nasıl yazacak?

Derin tefekkürde kalandır Hasan’ım.

 

Hz. Muaviye, planlar yapıp karıştırmış,

Hz. Hasan’ın ordusuna kuşkular salmış,

Münadiler dedikodu yapıp bağırmış,

Iraklılar her yeri yağmalar Hasan’ım.

 

Hasan, çaresizce gece terk etmek ister,

El-Cerrah bin Sinan, Hz. Hasan’ı hançerler,

Hasan, O’nun başını gövdesinden eder,

Baldırından yaralanmıştı Hz. Hasan’ım.

 

Hasan, Medain’e sığınmaya mecbur oldu,

Medain’in valisi de Sa’d bin Mes’ud’tu,

El-Muhtar valiye bir teklifte bulundu,

Vali genç olsa da seni vermez Hasan’ım.

 

Hasan, güvenemeyeceği bir orduyla,

Hiç girmemeliydi bu anlamsız savaşa,

Başladı anlaşma yollarını aramaya,

Hüseyin’i dinlemez anlaşır Hasan’ım.

 

Fitne ve kan dökmekten hep nefret ederdi,

Olmalı İslâm Ümmetinin selameti,

“Bunun için feragat etmeliyim” dedi,

Muaviye’ye mektup gönderen Hasan’ım.

 

Muaviye’den Hasan’a elçiler gelir,

“Hasan’ın istediğine kefiliz” denir,

Hasan’a verilen sözlerde not edilir,

Gönlü huzur içinde kalandı Hasan’ım.

 

Hz. Hüseyin öğrenir sulh yapılacağını,

“Haksız düşürecek” der Ali davasını,

Vazgeçirmek için çok uğraşmış Hasan’ı,

Kardeşi Hüseyin’i dinlemeyen Hasan’ım.

 

Ordu içinde de çözülme başlamıştı,

Ubeydullah, Muaviye’ye mektup saldı,

Kendisi ve malı için teminat aldı,

Komutanın karşıya geçmişti Hasan’ım.

 

Muaviye ile yapılan anlaşmada,

Ölünceye kadar Muaviye makamda,

Sonra da hilafet Ali oğlu Hasan’da,

Hz. Hüseyin bunu kabul etmez Hasan’ım.

 

Hz. Hasan, hazineden beş milyon alacak,

lda bir milyon dirhem maaş bağlanacak,

Hutbelerde Ali’ye küfür son bulacak,

Onur davasını da kazandı Hasan’ım.

 

Kûfe halkı Ali’yi de korumamıştı,

Kûfeliler Hasan’ı da hep horlamıştı,

Demişler: “Ey Müslümanların yüz karası,”

“Ar, ateşten hayırlıdır” diyen Hasan’ım.

 

Hasan ve ailesi Kûfe’den ayrılmış,

Bir zaman sonra gelip sineye dayanmış,

Muaviye, Hasan’a verdiğinden çaymış,

Dünyalık için nas’a güvenme Hasan’ım.

 

Hz. Râsûlullah’ın Ehl-i Beyti’dir onlar,

Hz. Ali şehid olunca imamlık yapar,

Hasan, hilafette durmuş altı ay kadar,

Muaviye’ye karşı durmayan Hasan’ım.

 

Hz. Hasan; beyaz ve de gül yüzlü denilir,

En çok Râsûlullah’a benzeyen kişidir,

Her şeyini Hakk rızası için vermiştir,

Cömertlikte sınır tanımayan Hasan’ım.

 

O şehid; zevcesi Cade binti Eşas elinden,

Zehri bade içmişti en yakın birinden,

Şehid olup uçmuştu dünya denen yerden,

Selamlar olsun sana ey yiğit Hasan’ım.

 

O’nun namazını Said bin As kıldırmış,

Kardeşi Hz. Hüseyin namazını kılmış,

O, Baki Kabristanı’na defin edilmiş,

Muhammed diyarında yatar Hz. Hasan’ım.

 

Dünya nimetinin zevki, şeytani denir,

Şeytan makam-mevki arkasına gizlenir,

Tarihi vak’alarda bu net gösterilir,

Tek taraflı feragat erdemdir yiğidim.

 

Râsûlullah torununda yok dünya hırsı,

Şeytan illetine uymuş hain karısı,

Mahşere havale eder Resul sevdası,

Sen kıymet bilenin gönlündesin Hasan’ım.

Selamlar olsun sana ey yiğit Hasan’ım.

 

Hasan’ı karısına zehirleten tıynet,

Katlin arkasında yatar dünyalık niyet,

İnsan ruhuna hâkim değilse şükretmek,

İki cihanını da yok eder yiğidim.

 

Hasan geç anladı ordusunun halini,

Hedefe varınca sezdi ihanetini,

Çok geç anlayacaklar O’nun kıymetini,

Özünde Râsûlullah aşkı olan Hasan’ım.

 

 

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan

 

( Hz. Hasan başlıklı yazı rasay tarafından 13.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu