"dünyanın gölgesi son kez  düştüğünde yüzüme ,
keşmekeş yüreğimin nakşına sende  düş/sevgilim "



geceyi ikiye bölerken bakışlarım
rüzgar sertleşiyor
cılız bir mum alevi
sukutunu yırtıyor gecenin
Sislenip kalırken suretin
ürperiyor gölgem


avuçlarından içerken suyu,
ağlarken dağ eteklerinin birinde,
güldüğün için gülerken,
kendi çirkin ruhunun yüzünü
saklarken yalnızlığımın saçları,
kim düşünmezki sevgili bir yalnızlığı
sense eğer.



şimdi düş/sen sevgilim
Acıma denk -yalnız adamlar- geçer
aklımın tavan arasından
yalnızlıkta hepsinin tüm hayali sen
yalnızlık çünkü sen
-sadece benim olan seni düşündükleri için,
suretini kestiremedikleri için-
 kafamdaki intiharlarından
sırtlayıp tüm bu adamları
yol oluyorum.
sağı/solu sen.



yüzümü jilet gibi kesen rüzgara sövüp
toparlanıyor sabrım aklının damarlarından.
bir kenti sen bilip yitiliyorum
güzelliğinin cehennemine
Riyadan yoksun saf bir titreyişle
suyuna karışıyorum.


bir şairin zehrinden çalıyorum bunları
-kedere eş yanan acısını,
şiirinin kadınını,
yalınkat üşümüş yalnızlığını
 seni .-
ve bende biliyorum elbet
la" yı
leb-i şedd'i
asr" ı
sonra
bilmediklerimi yazmayı
yitirilen bu şiirde gözden kaçmayı.
ama hayır bilmiyordum
pencere pervazından içeri süzelerek
dilime  çarpan yağmurun
hala canının yandığını.






( Sen Ben Ve Yalnız Adamlar başlıklı yazı Deniz Pınar tarafından 5.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.