Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin.
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.

Nazım HİKMET

 

Adam;

Gövermiş lokmaların

Yüreğine vursun/ki

Gıdımlık hayatın

Ölü benizi dolsun

Şiş damarlarına

Zeytin-u açlık

Terbiye eder

Sen gibileri

 

Eğer!

Karaysa çocukların bahtı

Yağmur ana tasla dağıtır

Önceden verdiği üzümü

Yağı çıkmış zeytini

Somun karası

Süt katığı

Çanağı…

 

Ve…

Bükülmüş ellerin

Nasırında geceler

Yaşama salınacak

Kuşlar çırpınır

Sosyete zırvalarının

Sümük attığı altın varaklı

Havuzlarda…

 

Açlık diye

Diye/

Afrika/da bir yamyam

Kabilesine saldırır

Bir çiğnemlik et

İçin…

 

Gözü dönmüş duraklarda

Bin sefil aç taklidi yapar

Ya/da öyle sanıldığından

Ölür yalan deryasında

 

Bilirim/ki yurdumun insanı nefesini zor yetirir

Açlıktan kokan bedeniyle ay sonlarına…

 

Tüm keşkeler ve söz vermiş hikâyelere

 

 

 

 

 

 

( Zeytin-u Açlık başlıklı yazı prens tarafından 15.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.