Sanki
yıldızlar yağmış Ankara’nın üstüne
Işıldıyor
caddeler, sokaklarda lambalar.
Zifiri
karanlıkta sokaklarda işim ne?
Evine girmiş
herkes, derdiyle yanacaklar.
Parıldayan
gecede, içimdeki karanlık,
Mum
ışığından olsa içimde yansın artık,
İçimdeki
ümitler olsa da dökük yıkık,
Ankara
parlıyorken, sönük mü kalacaklar.
Damarlarda
dolaşan, son sürat trafikle,
Fikirler
çarpışıyor, beynim deki fikirle,
Dudaklarım
titriyor, tembelce bir zikirle,
Ankara
gülüyorken, hep yas mı tutacaklar.
Gözlerim
kamaşıyor, gördüğüm ışıklardan,
Ayağım
dolaşıyor, kördüğüm çıkışlardan,
Felek sonsuz
inatla, geçmiyor yıkışlardan,
Ankara
uyuyorken, güreş mi tutacaklar..
Vakit
Oturup ta
bir bank’a etrafı süzenler var,
Anlaşılıyor
sanki dertlerde yüzenler var,
Ankara
dinlenirken, ibret mi alacaklar..
Şu köşede
oturup, elinde boş şişeyle,
Ağlamaklı
birazcık, hüzünlü bir neşeyle,
Arkasında
oturan, konuşmayan kimseyle,
Ankara
demlenirken, mahzun mu olacaklar..
Koca şehrin
üstüne göz kırparken yıldızlar,
Kaç kişi
gelin çıktı, evlenip gitti kızlar,
Kim bilir
kaç babanın, içten yüreği sızlar,
Ankara
eğlenirken mutlu mu olacaklar..
Yürüdükçe
sokakta, gördüğüm namus, ar’ı
Aydınlattı
pisliği bir arabanın farı,
Erkekten dönme
ama sanki bir kocakarı,
Ankara
kaçıyorken, lafa mı boğacaklar..
Polisler kol
geziyor, geziyor amma lakin
Şehre her
zaman gibi, derin sessizlik hakim,
Fırtına
öncesi mi, bence bugün çok sakin,
Ankara
susuyorken, darbe mi yapacaklar..
Burası şehre
uzak, gecekondu bölgesi,
Birkaç kedi
ve köpek, görünüyor gölgesi,
Birkaç evde
de ışık, bir iki çocuk sesi,
Ankara
ışıyorken, uykumu tutacaklar..
Ayaklarım
getirdi sürükleyip buraya
Gözlerimi
gezdirip sonra baktım havaya
Ellerimi
kaldırıp, dua ettim Mevla’ya
Ankara
uyanırken, göz dalar mı uykuya..
Necati
ŞİMŞEK
Ankara