çocuk
gidip varıyor insan çocuk kokulu anılara
çocukluktan büyümedik mi
ne hikmetse çocukluk değil mi
ömrün en güzel yarısı
başımı sıvaşlayan ellerin sıcaklığı
yüzümde; göz
ellerimde el izi
her şey el emeği
elbirlik ortaya koyulan şeyler
daha dün gibi anıları
anam süpürge gelin yapardı
kırık kaşığa bez..
kaşığın tersinde gelin simalı
süpürgenin eteğini tahralardı
siniye koyup, çalıp oynatmalı
oysa! kız kardeşim daha çok küçüktü..
biz söğüt dalından atlarla idare ettik
marangoz artığından kamyon
ya da kayrak taştan dozerlerle
yol yaptık..
bir köyden ötekine
coğrafyaya inat gurbetteki sevdiklerimizin
sadece adını duyduğumuz şehirlerine
hey anam hey
hala çocuk kaldık
ne güzel..
patinaj yaptı mı kamyonum
yanımda olmak istemezsin
akranlarımın da belliklediği yavuklum
olur olmaz birilerinin zikriydi adın
haberin bile yoktu işin aslı
güzellikten anlamazdım daha
ama temiz giyinirdin,
iki belikli saçın taralı
baban için zengin
variyetli dediler
Arpalıkta kelek tarlası
Karşıbağda bademler
keçi koyun cabası
umurunda olmadım.. oldum olası
beyaz gelinlik giydin şehre giderken..
..
ben de “değişik” ettim seninle
gelin aldım şehirden
beyaz gelinlikli
yerini tutar mı kainat güzeli
ne sevdam küllendi
ne hasretim dindi
bir tek köyümün değil..
ömrümün en güzeli
..
..