/Düştüğüm yerde kalmış bilyelerim, topacım

Dostluğu bilirim ben, Aşk’a çok aç’ım/

 

Bakıp,

Takvime seni düşüyorum

Sepya  hayatlar geçiyor gönüllerden

Melek yanım sen,

Şeytan yanım kalıyor bende

Parmak uçlarında ölüme uçuyorsun

Gitme!

Kır kanatlarını

Özünde tırtılsın en nihayetinde.

 

Bedenden can çıkarır gibi

Azrail kanatlarına sür yüzümü son nefeslerde

Kentler ortasında yalnızlık gibi

Sensizlik!

Sürüyle hayatlar, bedenler, tenler,nefesler

Kibrit çöpü aşklar

Kukla yaşantılar

Solmuş yüzler,

Tükenmiş ömürler 

Senden hatıradır elimde kalan

 

Baldıran ki ömrüm,

Bakınca güzel

Tadınca ömrüme bedel düşer…

 

Tuzludur sızan gözlerinden

Acıtma gözlerini acıyla

Gitme!

Gidersen ardında ağlamadadır

İçtiğimiz çay

Geçtiğimiz yol

Seçtiğimiz ev

Sevdiğimiz şarkı

Ağlamadadır yalnızlık

Ağlamada özlem

Ağlama aşk!

Ağla gönlüm

Ağ hayat!

 

Çık yüreğimin dehlizlerinden

Kanatır çokça içini yaram

Dışarda güneş

Yağmur

Gökkuşağı rengarenk

Dışarda aşk

İçimde ayrılık

Serkeş  duygular

Senki kuş tüyü,

 Ömrümden çekip gidersin

Dünya kadar olsan kâr etmez

Yüreğimde bir nokta büyüyemezsin.

 

İçimdeki gürültü

Haylazlık olsun diye

Römorkundan şeker pancarı attığım traktörden

 

Acılarım

Arkasına asıldığım

At arabasından yediğim kara kamçıdan

 

Tenimde ki bozkır kokusu

Ellerimdeki ışkın demetlerinden

Boğa dikeninden

 

Annem göbek bağım kesilirken yanımdaydı

O zamandan kalma senfonik ağlamam

Kalbim ki kurak topraklarda yeşerdi

Bahar ne zaman geç kaldıysa

Karla kaplı köy yollarında

At arabası üstünde doğdum

 

Dağlarımdan uzak dur

Zirvesi her dem bulut, başı karlıdır

Tutunamazsın buzul kalp kapakçığıma

Dardır geçitlerim

Ve soğuktur tenim

Murat ne zaman buz tutmuşsa

Üzerinde çoraplardan top’a vurmuş Babam benim.

 

Sen beni kız kulesinde bekle

Denizin dibinde nemlensin saçların

Bir bank’a kazınmış isimlerden

Adımızı sorgula kalp içinde

Kaydım düşüldü

Kaybım ilanlarda

Gayrı hükümsüzüm bundan sonra

 

Bütün kalpleri uçlarından tut

Bir birine ekleyeceğim

Asyayı, Avrupaya bağlayalım sevgilim

 

Farklı gün doğumları yaşatıyor

Ayrılık, Aşk’a

Keder sızıyor perde aralarından

Şimdi gelsen mutfaktan

Bir yudum su versen

Cız etse yüreğim

Çatlasa orta yerinden bardak

Çatlasa el alem bildiklerim.

 

Benki unutulmuş bir coğrafyanın çocuğu

Sen aşkların ana yurdu

Taşı toprağı aşk şehrim

Musluklarından hep hüzün damlayan

Kuşları mutsuzluğa kanat çırpan

Ayrılığı aşk’a eş kılan

Aşk’ı ayrılığa bağlayan

Sokaklarında ağlayan kadınlar

Umutsuz adamlar dolaşan şehir

 

/ Çocukluğumu çaldılar takvimden haberim yoktu

Hiç oyuncağım olmadı ama, oyunlarım hayli çoktu/

 

 

30.03.2012 – Bursa

Mehmet  Avcı

( Ve Aşk Koynunda Kıvrılıp Uyuduğum başlıklı yazı Mehmet Avcı tarafından 31.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.