Oturur şair

Ölüm kokan avuçlarının kırık tahtalarıyla

Şizofren şiirlerin tahtına kurulurken aşk

Dalgaların kıyıyla sevişmesine

Martıların çığlıklarla kulağa sırnaşmasına

Denizin tuzuna karıştırır şiir kırıntılarını

 

Acımaz kendine acıyı bilmez şair

Yusuf kuyularında demlerken yalnızlığı

Narkozsuz deşer yüreğinin kaburgalarını

Tütün kokan parmakları titreyerek

Bırakır avuçlarına

Kanı pıhtılaşmış kalbin yalnızlığını

 

Söylenir meczup iniltilerle kendine

Kalabalık kaldırımlara aldırmadan

Yazmak yanmaktır sevgili…

 

Bulutlanan gözlerin sevişirdi ışıklarla

Kavgalı bakardım bu yüzden güneşe

İçimi yalnızlığıma gömerdim ya

Elime sırnaşır

Yüzüme bulaşırdı aşkın halleri

Beceremedim

Üzgünüm

Utandırdım belki de seni

Yanmaya başladığım ilk günden beri…

 

Kökleri  çürüyen bedenlerde susarken

Bedbin ve şevsizdi firak cümleler

Esir ruhların cinayet gecesinde

Varsa ve yoksa taşlaşmış bir yüreğin köşesinde

Duaların bile kaçışırdı avuçlardan

Sanırsın zamana kıyılmıştır

Sanırdın aşk’a kıyılmıştır …

 

Sözcüklerin cüretince soyunur düşünceler şiirde

Mürekkep kokusu cinnetle buluşur ya

Harelenir kefenini şiirden diken şair

Yanabilmek uğruna yazmaya

Yazdıkça şiirlerin tutuşan alevinde

Başlar kıyametinden uyanmaya...

 

 

adem efiloğlu/ ahir-i  fırtına

( Yazmak Yanmaktır Sevgili 2 başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 26.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.