Hüzün yağıyordu

İkbâli suskun kapıma…

 

 

Kalem kırılıverdi somutluk kentinde

Ülkemin rezzan coğrafyası bozuldu

Eşiğimde bekleyen yalnızlık

İçindeki tüm kini kustu

 

 

Şimdi öksüz kalan hayâllerimin peşindeyim

Rüyaya daldığım odalar hazân kokuyor

Morarmış kelepçeyle kuşatılmış yüreğim

Duvarlarda derin ufuklar dolaşıyor

Zemin hüzzamsı  bestelerle kıskıvrak sarıyor

Zaman dört gözle seni arıyor

 

 

Ölüme benzemeyen güneşler doğuyor efsânelerle

Demir gibi paslı tunç gibi soğuk

Komediler  dram oluyor seherlerle

Aşkın sesi duyuluyor boğuk boğuk

Kelimeler uçuyor şiirlere savruk savruk

 

 

Fenerini bulamayan bir mendil var cebimde

Güvercinini kaybetmiş bir mektup

Tereddütle beslenen bir gurur…

Dil-rübâ karanlığı aydınlat ne olur !

 

 

 

 

Gözlerim mürekkep olsa

Kirpiklerim kalem

Ümitlerim gül çarşısında dolaşsa her dem

Anlatabilir miyim acaba mahcûb duygularımı sana

İçebilir miyim sabır kokan bakışını kana kana

İşte böyle bir ân düşersem âsumana

Sakın beni kurtarma dil-rübâ…

 

Sonsuza dek kalayım orada…

 

 

Dursun Tiftik

( Mürekkep Olsa Gözlerim... başlıklı yazı DursunTİFTİK tarafından 21.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.