1
Adını duyunca kanım
kaynardı, bir hoş olurdum,
Görmemiştim yüzünü, resmine
bakıp sarhoş olurdum,
Mor üzümüne uzaktan tadıp,
ekşiyip nahoş olurdum,
Bir aylık koruk oldum, mor
üzümün olamadım Antalya’m.
Hayalin ile kavruldum, otuz
iki sene Beydağı’ndan baktın bana,
Yüreğim yaralı idi,
yangınıma Torosların buzulları ile aktın bana,
Yağmur oldun, yıldırım
oldun, kırmızı şimşeklerinle çaktın bana,
Feslikan Yaylasında kardelen
oldum, mor çiğdemin olamadım Antalya’m
Korkuteli’nden geçip, Evliyalar
Diyarı Elmalı’yı aştım,
Hacıbektaş’tan aldım selamı,
Abdal Musa’ya ulaştım,
Yarenlerle buluşup, dost
dediklerinle kucaklaştım,
Yaylanızın gülüne bülbül
oldum, mor güvercinin olamadım Antalya’m
Olamadıklarıma sözüm yoktur,
hem babam, hem anam oldun,
“mormenekşe” gözlerin ile bu
garibanın canına canan oldun,
Ölmem başka topraklarda,
ateşin ile yüreğime yanan oldun,
Sana şair oldum, yüreğinde
“mormenekşem” olamadım Antalya’m
VUSLAT-I MOR