''Şiir çalışılmaz, yazılır.'' demişti bir dost. O an hissedilen duyguların olduğu gibi kaydı anlamında belki doğrudur bu.

Benim dediğim  ise şu: Söylenmemiş bir söz, yazılmamış bir konu asla bulamazsınız. ''Yeni şeyler söylemek lazım'' derken bile Mevlanın kaç asır öncesinden söylemiş olduğu sözü tekrar ediyoruz yine yeni şeyler söylemek lazım sözü ile ile çelişerek. Şiir hakkında yaptığım araştırmalar ve edindiğim tecrübe, söyleyeceklerimizin yeni olması değil, nasıl söylediğimiz ile ilgili.
Ve kişi kendini tekrar mı ediyor, yoksa her çalışmasında bir başka fark mı ortaya koyuyor?
Söylediğiniz konularda değil, söyleyiş tarzınızda bir farklılık oluşturabilme gayreti sonucunda, şiir; üzerinde çalışılması, hem de çok çalışılması gereken bir edebi tür olarak karşımıza çıkıyor bu sefer. Her şiir  için aynı emek ve araştırma olmayabilir elbette.

Bu şiir üzerinde neden çalıştığımı kısaca açıklayarak giriş yapmak istedim. Bu şiirin dilini özellikle Osmanlıca ağırlıklı yapmayı tercih etim. Çünkü şiirde ses uyumu ağırlık çalıştım. Merak edenler için sözcüklerin ve şiirin açıklaması altta.
Teşekkürler tüm okuyan ve değer veren şiir dostlarına. Selam ile.



Şarab-ı Tahur: Temiz ve helâl olan Cennet şarabı. Cennete mahsus şurub.

I.

1. Ebedî  olarak devam eden bir  ezgidir  suların  uzun uzadıya gürleyen  hoş sesi.

2. En büyük yaratıcı sanatkâr Allah'ın  doğa için  hazırladığı tertip, düzen ve ölçüdür.

3. Yeryüzü karalardan çok sularla kaplıdır fakat içme suyunun bilinçsiz

kullanımı su kıtlığına sebep olduğundan aranılan en büyük nimet olur  su.

4. Yeryüzü  yaratıldığından itibaren  suyun miktarı hiç değişmemiştir,

 aynı miktar su farklı hallerde işlev yapmaktadır.

5. Büyüleyici  hararetinin (doğal ısısı ve bazen kaplıca) kıymetini  bilebilirsek

6. Yunan tanrısı Kronos'a (Kainatın hakimi)  sunulan ölümsüzlük içeceği gibi olur.

 

1. Çiçekler  için servet değerindedir  mevsimlerde  gecelerin  rutubeti.

2. Bir titreyişle  uyanır, canlanır, şahlanır  bahar  ( nevrûz-yeniyıl) dönemi başlar.

3 .Ateşe  tapanı (zerdüştü)  uyanık, bilen, basiretli  hale  getirir;  suyun  bünyesindeki

temiz olma, masumiyet, günahsızlık. ( O bile  yola  gelir)

4. Senin yağmur  veren  bulutları  tavaf  etmen  bereket  sebebidir.

5. Allah'ın doğa işleyişini bağlı kıldığı kanunlara göre  Allah suya  şifa  vermiştir

6. Su, taşıdığı bu olağanüstü  özellikler  nedeniyle  sanki kendisine

kendini  öven  şahaser  bir şiir yazmış  gibidir.

7. Dünya  güzeli  yerin  altındaki  membalardan (Aynı zamanda eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi)

şarab  gibi  suyu  içer  şarap  içen

8. Güneş  zamanı geldiğinde  batar  ama  güneş  batsa da su  batmaz  asla  su hep uyanıktır

 

II.

1. Ebedî  olarak devam eden bir  ezgidir  suların  uzun uzadıya gürleyen  hoş sesi.

2. En büyük yaratıcı sanatkâr Allah'ın  doğa için  hazırladığı tertip, düzen ve ölçüdür.

3. Gemilerin su yüzeyinde  kalabilmesi  yüzeyindeki  gerginlik  nedeniyledir.

4. Okyanus veya deniz diplerinde basınç çok yüksek olmasına rağmen su canlıları yaşayabilmektedir.

5. Kuşların göç mevsimlerinde  su  üstündeki  dansları ve gözden kayboluşları.

6. Kuşların göçlerine ve deniz manzarasına hayran olmak

 

1. Martılar  deniz üstünde  uçarlarken  su  üstünde  gölgelerinin  hareketleri

2. Saf, soğuk ve berrak  mavi  deniz suyu  sanki  bu  gölgelere  dokunarak  dans  ediyor

3. Deniz  durgun olsa  bile  üzerindeki gemiler durmuyor, hareketli

4. Cömert, eli  açık  bir  huya  sahip  olan deniz  balıkçılara  hazinelerini  vermeye  devam  ediyor,

onlara  saltanat  sunuyor.

5. Doruklarda  şakıyan, aşk  yüzünden  divane  gibi  sular

6. Mânevi  sarhoşluk  yüzünden  bazen  aklı  karışan,

fıtrata (dine)  aykırı  davranışlar  gösteriyor  gibi  görünen  sular

7. Dünya  güzeli  yerin  altındaki  membalardan (Aynı zamanda eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi)

şarab  gibi  suyu  içer  şarap  içen

8. Güneş  zamanı geldiğinde  batar  ama  güneş  batsa da su  batmaz  asla  su hep uyanıktır

 

III.

1. Ebedî  olarak devam eden bir  ezgidir  suların  uzun uzadıya gürleyen  hoş sesi.

2. En büyük yaratıcı sanatkâr Allah'ın  doğa için  hazırladığı tertip, düzen ve ölçüdür.

3. Suyun kendine  has bir lezzeti vardır, koku  tutsaydı eğer hiç  içemezdik

4. Suyun yapısı ve devri, yeryüzündeki miktarı ve işlevleri ile tesadüf denilemeyecek

 ölçüde  mucizeler barındırmaktadır.

5. Toz  alçı veya çimento  su ile  harman  edilmekte

6. Eğer susuz  şekil  bulsaydı  o zaman  şaşkınlık  olurdu

 

1. Kuraklıktan  şikayet  edildiğinde yağmur bereketiyle  döngüsüne  devam  eden

doğanın düzeni, sular  sayesinde kuraklığını giderir

2. Bütün bu doğanın armonisine, manzumesine, sanatına tesadüf deyip  geçiverenlere  karşı 

yürek ateşte ve acıda, dayanılmaz  üzüntüde

3. Sular; akıcı, akıp gidiveren  güzel  söz  güzelliğinde zikirleriyle Allah'tan yardım  bekler  ancak

4. En son uca, ehl-i tarikatın ulaşacağı birlik âlemine  varma  yolunda

sanki nazlı  sallanan selvi  gibidir  suyun hareket ve zikirleri

5. Şafak  vaktine  yaraşır  istek, neşe  ve şenlik  içinde

6. "Sevinçli, bahtiyar  gözlü"  diye  bilinen  bir  şöhreti  var suyun

7. Dünya  güzeli  yerin  altındaki  membalardan (Aynı zamanda eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi)

şarab  gibi  suyu  içer  şarap  içen

8. Güneş  zamanı geldiğinde  batar  ama  güneş  batsa da su  batmaz  asla  su hep uyanıktır

 

IV.

1. Ebedî  olarak devam eden bir  ezgidir  suların  uzun uzadıya gürleyen  hoş sesi.

2. En büyük yaratıcı sanatkâr Allah'ın  doğa için  hazırladığı tertip, düzen ve ölçüdür.

3. Suyun yaşı evren yaşıyla  denktir, başlangıçtan  beri, insan yokken de vardı

4. O  zamandan  beri  tekrar tekrar suyun  döngüsü  zayıflık  göstermeden,

aksamadan  ve  miktarında  değişiklik  olmadan  devam  ediyor

5. Denizleri,  zaman  zaman  durgun zaman  zaman  coşkulu  suları gözlemliyoruz

6. Suların  toprakları  ıslatması, bitkilere  hayat  vermesi, suyun  yer  ve gök  devri,

canlılar  için sağlık, temizlik, hayat  kaynağı olması yeryüzünü  dengede ve ayakta tutuyor

 

1. Bazen çok şiddetli bir ses, hıçkırık ve  ağlama  gibi bir  hareket  olunca 

morarmış coşkun  denizlerde

2. Savt (ses, bağırma) sonunda  durmadığı anlarda  depreme  sebep  olur

3. Emre  secde  eden  yüzeyi  vardır  suyun, özü de duru, temiz, sâfi ve  çok  sabredendir

4. Suskunluğu  bozulunca (coşma  ve  deprem)  durgunluğa (sükûnete) davet  eder

5. Gökler  zemzem  gibi  temiz  su  buharlarını  topladıkça  şükretmesini bilenler

şükran  duyuyor, suyun bu devrinin  nimet  olduğunun  bilincinde şükredenler

6. Şükretmeyi  bilmeyen varlıklar  nimetsiz  kalırlar, her iki dünya  içinde nimetin  azalmasına ve gitmesine  nedendir  bu

7. Dünya  güzeli  yerin  altındaki  membalardan (Aynı zamanda eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi)

şarab  gibi  suyu  içer  şarap  içen

8. Güneş  zamanı geldiğinde  batar  ama  güneş  batsa da su  batmaz  asla  su hep uyanıktır

 

V.

1. Ebedî  olarak devam eden bir  ezgidir  suların  uzun uzadıya gürleyen  hoş sesi.

2. En büyük yaratıcı sanatkâr Allah'ın  doğa için  hazırladığı tertip, düzen ve ölçüdür.

3. Yukarı çıkan, yükselen  bir  hararetle döner  suyun  devri,

(ısınan  su  buharları  yükselir)

4. Rahatlığa  ulaşmak (dine  bağlılığa  ulaşmak)  için yere  dönüş  yapan   sulardan 

yeryüzü  ve  insanlar sebil  gibi  faydalanır. (Maddi manevi  faydalanırlar)

5. Kıyamet  koptuğunda  sular da yanacak, suların hükmü  ve  faydası  kalmayacak

6.  Fakat  kıyamet  kopsa  bile  müminler  için 

cennette  bir çeşme veya ırmak, tatlı, leziz su vardır.

 

1. İşte  sema  suyun  renginde  fakat  işlevleri  ne  kadar  farklı

2. Bir  cuma  vakti  kıyamet  koptuğunda  su ve  gökler  kıyametin  telaşında,

insanlar  gibi ahiret hesaplarındalar

3. Suyun  cennette de  bir  döngüsü  var,  sanki    kanı  hiç  durmayan  kırmızı  damar  gibi

4. O Cennet  şarabı, cennete  mahsus  ve  her  türlü  kirden, haramdan  uzak, saf ve temiz  bir  şaraptır

5. Allah'ın doğa işleyişini bağlı kıldığı kanunlara göre  Allah suya  şifa  vermiştir

6. Su, taşıdığı bu olağanüstü  özellikler  nedeniyle  sanki kendisine

kendini  öven  şahaser  bir şiir yazmış  gibidir.

7. Dünya  güzeli  yerin  altındaki  membalardan (Aynı zamanda eski Osmanlı müziğinde meşhur bir makam ismi)

şarab  gibi  suyu  içer  şarap  içen

8. Güneş  zamanı geldiğinde  batar  ama  güneş  batsa da su  batmaz  asla  su hep uyanıktır

 

186 n       109 s      64 ş       66 z      74 k     Girişte  s- ve z sesi ile suyun sesi  bölüm sonlarında ş sesi ile suyun şırıltı sesi ağırlık kullanılmıştır    Osmanlıca dil ağırlıklı


( Şarabı Tahur Şiir Eskizleri başlıklı yazı MüjganAKYÜZ tarafından 20.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.