Lise yıllarımda meslek seçimi söz konusu olduğunda doktor olmak istediğimi söylerdim ve bu yüzden ilaçların prospektüslerini anlamasam da okumaya çalışırdım. Endikasyon, inhibe, etkin madde, kana karışma süresi, doz aşımı ve beklenmeyen bir etki görüldüğünde doktorunuza başvurun ibaresi. Doktor olamasam da bu durum bende bir alışkanlığa dönüştü. Kendi kullandığım ilaçların prospektüslerini ezberlercesine okudum ve okuyorum. Elbette yakın çevremdeki insanların kullandıkları ilaçlarınkini de. Hastalık hastası mıyım bilmem ama ben pek çok hastalanırım. Özellikle de grip ve soğuk algınlığı şikâyetiyle yorgan döşek yattığım çok görülmüştür.

Yakınımdaki insanlar ilaç kolik olduğumu düşünüyorlar. Ben buna her zaman karşı çıkıyor olsam da benim için dünyanın en ilgi çekici yeri eczanelerdir. Kullandığım ilaçların büyük bir bölümünde parasetamol diye bir madde var. 500 mg, 600 mg, 450 mg parasetamol. Bu madde ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların etken maddesi. Parasetamol ağızdan alındığında gastrointestinal sistemde hızla emilir. İlaç alındıktan 30-60 dakika sonra maksimum plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Parasetamol bütün dokulara hızla dağılır. Plazma proteinlerine bağlanması zayıftır. Plazma yarı ömrü 1-4 saattir. İdrarla, parasetamol’ün yüzde 1-3’ü değişmemiş olarak atılır. yüzde 80’i ise biyolojik olarak glukuronid veya sülfat bileşikleri olarak atılır. Analjezik etkisi yeni nesil analjeziklere göre hafif kalmış olsa da gastrointestinal sistemde yan etkisinin hemen hemen olmaması, güvenilirliği ve de gebelerde kullanılabilmesi parasetamolun her zaman ön planda kalmasını ve klasik bir analjezik olmasını sağlar. Bu bilgiler ismim gibi hafızama kazınmış bir durumda. İlginç olacak sanırım ama ben parasetamolü seviyorum. Hatta rüyasını bile gördüm. Rüyamda uzaylılar dünyayı istila ediyorlardı ve istedikleri tek şey vardı: PARASETAMOL! Bu sanırım benim için bir takıntı halini aldı. İnsan bir şekilde kendini bir şeylere yönlendiriyor. Bunu kendini rahatsız eden anıları hatırlamamak için yapıyor diye düşünüyorum. Pek eğlenceli bir yaşantım olduğunu sözleyemem. Ömrümün gün geçtikçe silikleşen günlerinde işsizlik, yoksulluk, geçim derdi, karşılıksız aşk ve aile dramları var. Bunlar beni ben yapan anılar. İstesem de bunları unutamam ama hatırlamamanın yollarını bulabilirim. Kimileri pul toplar, kimileri balığa çıkar, kimileri de araba markalarını ezberler. Bunları neden yaparız? Hoşumuza gittiği için değil mi? Peki neden hoşumuza gider bunlar? Elbette bize bizi hatırlatmadıkları için.

Bence hayatta insanı en çok kıran şey kendi hafızasıdır. Benimse güçlü bir hafızam var. Bu pek övünülecek bir durum değil. Benim çocukluk dönemimde yayınlanan çocuk filmlerinde ilaçların insanların hayatlarında mucizeler yaratacağı hikayeler anlatılırdı. Örneğin bilim adamı ilaç içer süper insan olurdu. Küçüklüğümden beri kimya ilgimi çekti. Şimdilerde ise parasetamol, asetil salsilik asit gibi kimyasalları gündelik hayatımda kullanmaktan çok hoşlanıyorum. Hastayım sanırım. Ama ruhumdan…
( Parasetamol başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 11.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.