GÖÇ ZAMANI
Soluk günlerin
Nefesini soluyorum.
Son çiziklerini karalıyor bedenime,
Bir ayağı çukurda olan ömrüm.
Beti-benzi atmış yapraklar,
Artık ölüm sarılığında.
Ha koptu,
Ha kopacaklar…
Hazan rüzgarları
Saçlarını okşadıkça;
Çukuru olmayan mezarlara
Tel tel dökülüyor bitap yapraklar.
Kurşuni bulutlar matem havasında
Griye çalmış gökyüzünün,
Mavi gözleri
O kadar dolmuşlar ki;
Dokunsan:
Ha ağladı,
Ha ağlayacaklar…
Mevsim hazan mevsimi.
Sorma!
Hava yine bozmuş uslubunu.
Yine derkenar olmuş hiyerarşi.
Göçmen kuşları kaçışıyorlar pürtelaş.
Size ne oluyor be ayaklarım,
Yoksa sizde mi azdınız
Onca yıldır yoldaşım;
Romatizmalarım.
Ne olur;
Ne olur, benden hesap sormayın!
Boynu bükük, öksüz yıllarım.
Yorgunluğum, hasretim.
Yanma ey ömrüm!
İç geçirme ey gönlüm!
Nedir sizdeki bu telaş?
Yaşım artık;
Akların diz üstü
Düştüğü yaş…
28/11/2010