Yasal sorgu süresi dolmuş,hiçkimseyle görüştürülmeyen Alparslan ve arkadaşlarına yapılan psikolojik baskıda sonuç vermemişti.Tüm tutuklananlar isnat edilen suçları reddetmiş,adeta polisle dalga geçmişlerdi...Gözetim süresinin uzatılmasını istedi emniyet amiri ilgili makamdanda olmadı,dahası beceriksizlikle suçlandı...Tuutukluları görmek istiyordu acilen savcı bey...raporlar ve ifadelerle birlikte.
Elde somut hiçbir delil yoktu,amir de biliyordu ki bunlarla değil tutuklamak bir de fırça yemek riski de vardı...Öyle de oldu sonunda,alasaından bir fırça yediler ve hepsi salıverildi...Ancak bunu bir grur meselesi yapmıştı cinayet dedektifi,amiri...O akşam tüm personelini topladı bir değerlendirme toplantısıydı sözde bu...Ancak değerlendirmeden çok,esme yağma tehtit toplantısına dönüştü...``Size bir hafta veriyorum,bu cinayeti çözdünüz çözdünüz,aksi taktirde hepiniz doğu ve güneydoğudan yer beğenin...``amir şimdi de bir siyasi ağzıyla konuşuyordu,sanki devletin görevlisi değilde bir siyasi partinin başkanıymış gibi...
Günler geçmiş bu cinayet faili meçhuller listesindeki yerini almıştı...Emniyet bir noktaya kadar geliyor,sonrasını aydınlatamıyordu...Şerminin işlediği cinayetle ilgisi olabilir düşüncesiyle birkaç kez Merve ve çiğdem gözaltına alınmış,ondan da bir sonuç çıkarılamamıştı...Son toplantısında bu cinayeti grur meselesi yapan dedektif şöyle diyordu;``Bu cinayet ya çok profosyonelce işlenmiş belki de bir ajan işi,ya da tesadüfi hiç ilgisi alakası olmayan birinin işi,denemedikleri yol ve yöntem kalmamıştı ama faili meçhullükten kurtulamamıştı Şerminin öldürülmesi...
Alparslan,o günden sonra Türkçülük davasına küstü,romantik boyutunu yaşadı...Bir yıl sonra mezun olup öğretmenliğe başladı...İyi bir edebiyat öğretmeni,iyi bir Türk vatandaşı olarak halen görev yaptığı İzmitin bir ilçesinde yaşıyor...Türkçülük mevzuları açıldığında romantizmini yaşıyor o günlerin ve ülküsünün....
İlyas,halen görev yaptığı Denizlide iyi bir baba ve iyi bir Türk evladı olarak o günlerin nostaljisini yaşıyor...Türkçülük fikrinin verdiği enerjiyle bir süre Dağılan eski sovyet imparatorluğunda Türk toplumlarını örgütleme görevinde de bulundu doksanlı yıllarda...
Ozan,yüreğindeki yangınlarla yaşamına devam etmekte Osmaniyenin Kadirli ilçesinde öğretmenliğinin son günlerini yaşamakta,yaşadıklarını yazmak hem de bu sitede ,nette bir vazgeçilmezi olmuştur...
Hakan,halen mezun olduğu ..... üniversitesinde öğretim görevlisi olarak iştiğal etmekte....
İnci ve Nilgün...Ne alemdedir bilinmez ama rivayete göre evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuş iyi birer Türk annesi olarak hayatlarını devam ettirmekte...bilinmeyen bir yerlerede...
Merve,okul bittikten iki yıl sonra acı bir trafik kazasıyla hayata veda etti...
Polis Çiğdem,halen görevde büyük vilayetlerimizden birinde istihbarat dairesinin ikinci elemanı...
Cinayet  bir sır perdesi olarak faili meçhuller arasına ,tozlu raflara gönderileli otuz yıl oldu...Hala  ozanın aklına takılan bir yığın acaba...
( Katil Son.... başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 8.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.