ŞEREF

Devasa bir şeref vardı bir zaman
Aman vermezdi can düşmanlarına
Ezilenleri ve masumları korurdu hep
Yaşaması, yaşatmak içindi tüm zayıfları
Ödün vermedi benliğinden ve onurundan
Öyle bir onuru vardı ki şerefin;
Şerefin, adı değil kendisiydi o
Dağları delerdi ünü, eritirdi taşları
Gereğini yapardı, dik tutardı başları
Bastığı yerler titrerdi azametinden
Titrerdi ama sarsılmazdı yerinden
Kimse iki paralık edemezdi onurunu
Şerefin, çünkü dünyada raici yoktu. Sonra...
Yer yerinden oynadı bir ara
Şimşekler çaktı beyninde dünyanın
Ve, altı üstüne geldi her yanın.
Birileri, bir şeyler uğruna, dünya uğruna
Önce yüzünü ve gözünü boyadılar
Sonra, başını eteğiyle kapadılar…
Adamın yerinde, adam boyu çelik para kasası
Göz görmez, kulak duymaz ve kiralık kafası
Adam parayı mı yer, yoksa para mı yer adamı?
Düşünmek mi zor yoksa sormak mı bu soruyu?
Bulsam da sorsam bunu şerefe,
Nerededir acep, kadehte mi, meyde mi?
Yoksa gitti de, geri gelmez yerde mi?
Az bir ücrete sattık şerefi, şerefe diye diye!
Lazım oldu, dünyayı versen gelmez geriye.
Haydi şeref, son bir gayret
Onurum ayağa kalksın kopmadan kıyamet...

Murat Kahraman Murâdî
Nisan 1999/Kavacık
( Şeref başlıklı yazı Murat Kahraman tarafından 2.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.