Ben bir dertli ozanım gönlüme laf geçmiyor
Uçup gitmiş o bülbül lale, güller açmıyor
Sümbül boynunu bükmüş, yaprak dökmüş ağlıyor
Yar ordan geçmeyince, artık miskler saçmıyor.
Esme ey rüzgâr esme bugün gönlüm yastadır
Elimde dertten kase, gözyaşımsa tastadır. 
 
Mehtaba nazar kıldım, baktı baktı ağladı
Şu gönlüm pür-hun oldu çağladı da çağladı
Bir feryat kopardı ki pare pare yıldızlar
Oturup ağlaşınca yürekleri dağladı.
Çıkmadı bugün kamer bulutlar matem tutar
Bir hüzün deryası ki beni yutar ha yutar!
 
Anlatınca derdimi dalda yeşil yaprağa
Öyle bir ah çekti ki düştü hemen toprağa
O nadide çiçekler bir anda soldu gitti
Kurudu tüm nebatat döndü şimdi çaprağa.
Akma artık ey pınar canan senden su içmez
Şu gönül oldu bir çöl...Kervan geçmez, kuş uçmaz.
 
Gönlü yaslı aşıklar gelip beni dinledi
Sevdanın her kurbanı dinledikçe inledi
Ayrılığın acısı her acıdan yeğ derler
Hüzne düşüp yananlar ancak şimdi anladı.
Dile gelmez dertlerin katibidir şu kalem
Belki dertler bitecek canandan gelse selam.
 
Nuri Baş
               Çaprak:At eğerinin üstüne serilen örtü
 
 
 
( Esme Ey Rüzgar Esme başlıklı yazı Nuri Baş tarafından 26.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.