Beni
karanlıklara bırakan gözlerinden
geçiyorum
Seni
anlatmaktan aciz bu sözcük fukarası
Diyorum ki
En çok
gözlerine düşerken yoruluyor parmaklarım
Derinlerinde
kaybolmanın nirvanasında
Tazelenmek
ve yaşamak için
Ruhumun
çığlıklarına inat
En çok
gözlerine düşerken yoruluyor parmaklarım…
Sevdanın
koynuna düşen hayallerin
Acıyla
kavrulmuş düşlerimdeyim
Melodisine
yabancı âşıklar kavuşmaların
Acısını
bilmiyor hiç kimse özleyip de sarılamamanın
Yüreğim
üşüyor umuda kapanan pencerelerin ardında
Ayaz vuruyor
dudaklarıma
Acıyla
kavrulmuş düşlerimde…
Hayal meyal
gözlerine düşmüşlüğümü mazur gör
İstemesem
de Bismillah der gibi düşüyorsun aklıma
Kimsesizlik
çöken sokaklar gibi yetim duygularımın
Kapısını
çalanı, geleni gideni yok…
Dört duvar
arasında âdemi bakışlarım
Hasretin
yazgılarıyla sulasam da vuslatı
Ruhumuzu
kabzeden tutkulardan eser yok
Müebbete
çivilediğimiz bakışlar ölgün…
Derdi aşka
düşende
Kokusu
misk-i amberdir duyumsadığım
Her gün
aşinası olduğum yalnızlığın kapısında
Aşkta
kaybolmayı dileyen benim
Ve bir
rüzigarın akışına bırakı kendimi
Her şeyden
vazgeçmenin kapısında dikilmekteyim…
Âdem
Efiloğlu