İlahi bir sarnıçtı adeta düşkünlüğüm
aşka belki de revnak bir yoldaş.
Kumpanyası duyguların ve de dur
ihtarı kâinatın…
Oynaşan gölgelerden alabildiğine uzak
rehavet tüten üstünde salkım saçak yalnızlık ve o karanlık mahzen şahlandıkça
zaman şerh düştükçe ana elbet bir anı niteliğinde dünde saklı mutluluk ve de
bozguna uğramışken ruhu insanın boylu boyunca serildiğimiz ufuktan da alamazken
insan gözünü…
Hür bir nesildi yaşamak
Gel gör ki: hor görülen
Haşmetli bir aşk olsa ne ki hem?
Değer görmediği kadar insanın
değmezdi de sevmeye
Nice kimlik nice sökük
Alyuvarları gün ışığının
Alı al moru mor duygular
Adeta bir rozet taşınası
Adeta bir rütbe
Apoleti aşkın inhisarında yokluğun
Göçebe duygular ikliminde
Semazen imgelerin de tutuşan
eteklerinden dökülen
Kâh taşlar yüreğe oturan
Kâh yaşlar istikrarla acıya bulanmış
bir rüyanın
Hem merkezi hem mezhebi
Sevecen dilinde lalden sözcükler
Kat çıktıkça iman gücüne
Serili kaldığımızın bir sonrası
Ne kadar gücüne gitse de insanın
Refüze edilen tanıklığında duyguların
Yüksünmeden de sevebilme ihtimali
Sevilmekten de dem vurmayan
sığındığımız limanlar
Asla da sığıntı bir sevgi olmayan
yürekte barınan
Aşkın İlahi d/okunuşundan sökün eden
Nice firari duygu
Nicedir fedaisi hayatın
Nesli tükenen iyilik ve masumiyet
Asla da yok iken en ufak ışık
Kör eden gözleri
Sevdikçe düşerken başımız öne
Oysaki sağ çıktığımız bir savaş
bildik biz sevmeyi
Radarı yüreğin noksan bir hece
Nükseden güne ettiğimiz hürmetin
Tarifesi yok iken ve de ibaresi
Neşreden sevici imgeler
Saydam bir tabaka addedilen yürüdükçe
de büyüyen bir coşku
Vebali boynuna sevgisizliğe şerh
düşen
İklimlerin nezdinde neye yarar ki
sevmek?
Ötekileştirilen yürekte saklı mevsim
Bazen rüzgâr üşüten
Bazen güneş ısıtan
Buzdan kalpler dünyasında saklı kimi
zaman
Kimse artık yolu geçerken isyandan
İade-i itibarı varlığın
Nakkaşı sevdanın
Ve işte kilit noktası kâinatın
Yürek nasıl ki düşkün sevmelere
Meşgule veren hangi iklimse ve gün ve
gece
İhmal ettiğimiz kadar içimizdeki
ışığı büyüten
Renkten renge bürünen duyguların
Tünediği bir dal gibi
Sığınılası bir liman belki de
Beklemeye aldığımız kadar iç sesi
Ve işte yolu illa ki
Kendine düşerken insanın
Tükenmek bilmeyen bir umut bir coşku
Hazzın değil
Azımsadığı kadar insanının illa ki
Hemhal olduğu sayısız iklim
Ve işte varılası son durağı
Allah, hidayet diye resmetmişken
kutsamışken
Varsın olsun dinmesin o sızı
İçerlediği kadar insanın
İçtiği bir iksir adeta
Kırık kadehin dağıldığı binlerce
parça
Meğerse sevmek ne zor bir hadiseymiş
İnsanların gözünde bir kör nokta
Ant içtiğimiz üstüne ve yemin
ettiğimiz
Kutsanmış ne kadar duygu varsa
Teşrifi sadece Rabbine
İlahi Sırdaşın teftişi elbet hız
kesmeyecek her iki âlemde de…