Döktüğüm Polenlerden Sorsun Beni Tabiat Ana...



Tekil düşlerimin zemherisinde saklı feryadım dünün muadili hüznün katedralinde dimdik durduğum kelamın da sağanağına kapıldığım bir düş ertesi düştüğüm yoldan da yok iken dönüşüm isli bulvarlar yaslı sevdalar durağında bekleme yapan hayatın sessiz çığlıdır kalemim kayda değer hangi günse ömre katık ettiğim bir fermandan da öte ihlal edilmiş sınırlarımdan firar edeceğimin de ispatı şimdi balyoz yediğim kadar yakınmadan asılı kaldığım o tepe sancılı bir bekleyiş yüreğin naftalini anıları kör kütük sarhoş imgelerin hatırına çivi niyetine çaktığım şiirler mademki şiir şiiri söker…

 

 

 

Hazzın b/eşiğinde

Kundaklanmış gün ışığı

Yalnızlığın çeperinde b/ölücü imgeler

Sükûnet dilediğim Tanrıdan

Ses etmeden yaşamanın bir adım ötesi

Mademki insan ismiyle yaşar

Adımın da kölesi olduğum

Gel gör ki firar etti edeceğim dikenli dalımdan

İtibar ettiğim kadar evrene

Ve muadilim tüm çiçeklere

Döktüğüm polenlerden sorsun beni tabiat ana

 

İsyanımdan öte

İtibarım mademki söz konusu

İstimlak edilmiş duvarların dibinde saklı

Ömrün tapusu

Beklemede şahitlerim

Tortusu

Çok derin çok mühim bir tutku

Aşkın ibaresi

Şaşkın mizacımdan dökülen polenlerin kokusu

İstifli yapraklarım

İzdiham mağduru yanıklarım

Dikenlerim sökün eden

Tırnaklarımı kanatırcasına

Eşelediğim toprağın altında kalmış kökümle

Kökten göç etmeliyim ben bu diyarlardan

 

Yârimin özlemine tutulduğum

Aşkın figanından

Esirgemediğim yaşın ihlali

Yaş almasam bile büyüyen yasımın ihmali

Top yekûn yasa düşkünü bir zümre

Ruhumun şemaili uçuk kaçık

Sessizliğin rakımı

Koyulduğum yoldan da dönüşüm yok addedilmesin hani

Bir çiçekten gayri

Yılmadan ölüp doğduğum acıların neticesi

 

Kul köle olduğum sevginin kumandanı

Olduğum kubbe

Arza sunduğum her şiir her tutku her şarkı

Talep bulmadığım kadar

Davetkâr bir öfkeye tutsak

Randıman alamadığım kadar hayattan öte

Hayalimde saklı binlerce hikâye

İçtimada geçen ömür

Kuyruğumdan asılı bir kanca

Gölgemden dahi kaçındığım

Ruhumla elem yüklü surelerin ihbarıdır

Ölüm öncesi seslenişim

Emsalsiz bir türevdir

Varlık addedilen hiçliğim

 

Gönle koyduğum tek es

Her sus payı söylemde

Geçiştirdiğim gama dair

Gamlı notaların sızdığı

Kara delik misali

İçtiğim ne ki bunca hüznün ertesinde

Bir heceden türediğim değil yalan

Aşikâr aşk

Aşikâr gam

Aşikâr yaş

Nice dünde saklı bitimsiz yas

 

Şiarımdır umut

Bastı bacak ufuk kaçtı gözlerime

Açmadığım kadar kalbimi

Deştiğim toprağa ettiğim veda misali

Reddediyorum artık dikenli bedenimi ve çiçek ömrümü

Adadığım doğanın kollarında

Ölmek adına

Susuz kaldığım kadar

Ses etmeden firar

Edeceğim gecenin garantisi

 

Yarına çıkmayacağım aşikâr

Yarından sonrası ise meçhul

Varsın olsun belirsizlik ile hemhal

O bekleyişim,

İştigal

Olduğumdan da öte her harf

Evrenden bir hediye

Şimdi adayım

Otuzuncu harf olmanın garantisi

 

Sür manşet yayındayım

Ölüm öncesi neşrettiğimden de öte

Bir nesir mahiyetinde bilsinler beni

Şiir diye döktüğüm yaşın

Düştüğüm yolun da hikâyesi

Arzı endam eden bir beka ki

Azımsandığımdan fazlasına razı

 

Kelamı ve aşk

Kılı kırk yararcasına içtiğim hayat denen şifayı

Bulduğumdur illa ki kabrimde

İhtimamla yaşamanın da bedeli

İltimas geçen evrene selam olsun

Sessizliğimin ibaresi iken yazdıklarım

Yosun tuttuğum bir dehlizden de firarım

Varsın olsun kara delik içine düştüğüm

Yangın öncesi kurtardığım sadece ölüm fermanım

Ant içtiğim ki üstüne bilinmeze duyduğum sevdanın

Fitilini ateşledim madem bir kere…


( Döktüğüm Polenlerden Sorsun Beni Tabiat Ana... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.05.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.